Konu : Her derdin çaresi var.
Gönderen :
"Hitab"
Tarih :
7/10/2020 11:17:44 AM
.
HER DERDİN ÇARESİ VAR
Soru-Cevap
Efendim,
Vakit ayırıp cevap yazma teveccühünde bulunduğunuz için size teşekkür ederim. Ben zaten namaz kılan bir gencim ancak değil 15 gün, 1 hafta sadece ve sadece namaz kılsam cinsellik belasından başımı kurtaramıyor ve yine aynı çukura düşüyorum. Bu da aklımı zihnimi, kalbimi sağlığımı darmadağın ediyor, dehşetli bir azabın içine düşüyorum ve her tarafım manen kirleniyor ve kokuyor hissediyorum bunu. Böylesi açık konuştuğum ve uzun yazdığım için sizden af diliyorum. Derdime yaklaşık iki yıldır canhıraş çare arıyorum ancak bir kısır döngünün içinde debelenmekten ileri gidemiyorum. Aslında bu cinsiyet belasıyla baş edecek gücüm var, bunu bizzat müşahede ile tetkik ettim. Lakin bunun için uzlete çekilmek veya dağa çıkmak gerek, günümüz şartlarında cinsiyete savaş açmak, haksız hakeme rağmen maç kazanmaya benziyor. Artık kendimi çok yorgun hissediyorum. Öyle ki, uykularım kaçıyor.. Genellikle aldığım nefes ve etrafımdaki fevri olaylar beni korku ve sıçrama haline vehmediyor. Tek bildiğim böyle biri olmadığım, yani onurlu şerefli namuslu bir insan olduğumu biliyor ve içimden duyuyorum ancak derdimi anlatacak hiç kimsem yok. şehvet denilen bu belaya yenilmekten o kadar yorgun düştüm ki, bu dert bana sizin gibi kıymetli bir insana halimi böyle münasebetsizce yazdırmış oldu, belki sadece içimi dökmek istedim.
Hakkınızı helal ediniz, sizi saygıyla selamlar hürmet ederim.
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın "Hitab",
Kıymetli yavrum, 15 yaşındaydım. Ailece görüştüğümüz, bir doktor vardı. Hemşeri oluyorduk. Bir gün ona gittim. "Efendim" dedim "cinsel duygularım çok kuvvetli. Ne olur bir ilaç verin, beni teskin etsin." Cevaben, "yavrum" dedi. "Yakışıklı, aslan gibi bir delikanlısın. Geneleve gitsen, kadınlar senin için, çıldırırlar. İstediğin kadınla yatabilirsin." Perişan bir şekilde, doktorun odasından çıktım. Hayal kırıklığına uğramış, moralim bozulmuştu. Çünkü, çocukluğumdan beri, genel evlerden oradaki yaşama tarzından, oradaki kadınlardan tiksinir, iğrenirdim.
O can sıkıntısı içinde, ilk gördüğüm sinemaya girdim. Bir film gösteriliyordu. Almanya’da bir kasabanın içinden bir nehir geçiyordu. Zaman zaman bu nehir kabarıyor, kasabayı sular altında bırakıyordu. Şikayetler üzerine uzmanlar geldiler, inceleme yaptılar, su tribünleri kurdular. Bu suretle zararlar önlendiği gibi elektrik üreten santraller kuruldu. Kasabanın bütün okulları, hastaneleri, ticarethaneleri aydınlığa kavuştu. Sinemadan çıkınca, bende bir fikir uyandı. Bende dedim içimdeki bu çılgın duygulara öyle bir baraj kurmalıyım ki ondan şahsım, ailem, memleketim için hayırlı neticeler doğsun. Kendimi gece gündüz demeden, deli gibi okumaya verdim. Sanırım Türkiye de benim kadar okuyan kimse olmamıştır. Bir gün evime gelirseniz kütüphanelerimi görürseniz, siz de bu sözlerime hak verirsiniz. Yazdığım 14 cilt eser, en ufak şüphesi olanları da ikna edebilir. Sen de onları okursan, hayatla, insanla, kendinle ilgili bütün sorulara cevap bulacaksın.
İşte böyle sevgili kardeşim. Bütün mesele içimizdeki o çılgın enerjiyi süblime ederek, daha güzel, daha yüce bir enerjiye çevirebilmektir. Bunun için gerekli enerji sizde mevcuttur. Gece gündüz demeyeceksiniz, çalışacaksınız. On dakikanız bile boşa geçmeyecek.
Selâm, sevgi ve saygı ile…
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun
|