.
Sayın Hocam,
Bir manevi büyüğe tabi olan kimsenin daha sonra tanıştığı bir başka manevi büyükle de aynı şekilde görüşmesinde, ondan feyz almasında bir mahzur var mıdır? Bu ilk tanışılan manevi büyüğe karşı bir hürmetsizlik mi olur? Eğer sonradan tanışılan manevi büyüğün manevi tekamülünde daha önemli olduğunu farkediyorsa durum değişir mi? Manevi mürşidi mana alemine göçen bir kimse için durum değişir mi?
Bir de kendisine tabi olunan kimse talebesine, ben üçkağıtçının biriyim, derse bu onun kendi kusurunu ifşası anlamına mı gelir yoksa o kusurun talebenin kusuru olup, ona bu kusurunu ima ettiği anlamına mı?
Efendim, sorularıma zaman ayırdığınız için çok teşekkür eder, ellerinizden öperim.

Hayırlı akşamlar.

Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
------------------------------------------------------------------------------

Sayın Süheyla Baloğlu,

Kıymetli yavrum, arı balını yapmak için birçok çiçeğe konar. Onların özünü alır. Şimdi bir kişiye körü körüne bağlanmak insanı perişan edebilir. Bir insan gerçek bir manevi büyükse ben üç kağıtçının biriyim, demez. Bunu söyleyen insan sadece iddia peşinde olan, egoizmini, nefsaniyetini tatmin etmek yolunda uğraşan biridir.

Ben, birçok manevi büyükten manevi feyz aldım. Hiçbirinin ağzından böyle çirkin bir söz çıkmadı. Bir insan hayatında birçok kimseler görür, herbirinden bir şey öğrenerek kovanını balla doldurur.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.