.
Selamun Aleyküm,
Muhyiddin -i Arabi hazretleri tasavvuf yoluna girmeden önce bir gün çarşıda giderken birkaç kişinin bir mübarek zat hakkında ileri geri konuştuklarını, onu kötülediklerini işitir. Hemen onların yanına gelerek, bu aleyhte olan konuşmalarına mani olur. Gösterdiği bu gayret sebebiyle, Cenab -ı Hak kendisini arayışa sevk eder,bir Allah dostu ile tanışmak ister.Bir gün. nehrin kenarında balık avlayan bir kişiyle karşılaşır.Bu kimse saz ve kamış otundan meydana gelen bir barakada oturmaktadır. Her gün nehirden sadece iki balık avlamakta; bunun birini kendi yiyip, diğerini de fakirlere dağıtmaktadır.Bu insanın mütevazı yaşayışı hoşuna gider.Onun yanında kalıp himayesine girmek ister. O ise bunu kabul etmeyip, kendisini başka bir kimseye gönderir: "Bu benim hocam olur, ben kendisinden çok istifade ettim, sen de çok istifade edeceksin, benim için de bir nasihat iste" der.
Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra verilen adrese varır. Bir de bakar ki karşısında saray gibi bir ev var. Böyle varlıklı birinin aradığı kimse olamayacağını düşünerek, tekrar adresi sorar, yine aradığı adresin burası olduğunu anlar.Mecburen kapıyı çalar. Kapı açılınca, ümitsiz bir şekilde burada falanca mı oturuyor, diye sorar. Evet, cevabı verilerek kendisi içeri alınır. Huzura çıkarılır. Getirdiği selamı kendisine iletir. "Barakada oturup günde iki balıkla yetinenin selamını mı getirdin" diye kendisine takılır.Bu zatın bir müddet sohbetinde bulunup huzurundan ayrılırken nasihat olarak der ki: “Ona söyle, kalbinden dünya sevgisini çıkarsın.” Bu söz kafasını allak bullak eder. Bir bulunduğu mekana bakar, bir de iki balık tutan adamın mekanını gözü önüne getirir,hayret eder. Sonra gelip nasihati bildirir. Nasihati alan kişi, “Evet, namaza durunca, acaba ibriğim çalınır mı, tuttuğum balığı acaba kedi köpek yer mi diye aklım buralarda kalıyordu” der...
Peygamber Efendimiz aleyhissalatü vesselam şöyle buyurur : "Allah sizin dış görünüşünüze ve mallarınıza bakmaz. O ancak sizin kalplerinize ve işlerinize bakar."
Selam ve dua ile
Hanif
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
******************************************
Sayın Hanif,
Efendim, gönderdiğiniz mail o kadar güzel ki hele günümz şartlarında daha da önem kazanıyor. Hep zahire bakıyoruz. Hep zahire göre hüküm veriyoruz. Bu da bizi sürekli yanıltıyor. Bu yönüyle mailinizin herkes tarafından okunmasını dilerim.
Yeni maillerinizi bekler, selam, sevgi ve saygılarımı sunarım.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.