Konu : En büyük günah.
Gönderen :
Nesrin
Tarih :
8/25/2020 7:12:42 PM
.
EN BÜYÜK GÜNAH, KİN VE NEFRET İÇİNDE YAŞAMAKTIR
Mektup-Cevap
Saygıdeğer büyüğüm;
Bugün size hiç unutamadığım beni derinden etkileyen bir hadiseyi yazmak istiyorum.
Her yıl yazın Alanyanın Demirtaş kasabasına gideriz.Orada yurdumuzun dört bir yanından gelen, Malatyadan, Kayseriden, Konyadan,Şanlıurfadan hatta Hollanda'dan, Almanya'dan gurbetçi insan kardeşlerimizle yazın birlikte çok güzel komşuluklarımız olur. Akşam birbirlerimizi davet eder, uzun uzun koyu sohbetlere dalarız.Sonra herkes evine gider. Yine birgün sıcak bir yaz akşamı eve döndük.Tam uykuya geçecekken, zaten bir hissi kablel vuku birşeyler hissetmiştim. Bir acı feryat işittim. Bir ses: Nuretttin babam düştü! diye...ben hemen koşup usulca babamı uyandırdım. Bizim oralarda hırsızlık olayları olduğu için herhalde birinin evine hırsız girdi diye düşündüm. Babam da hemen giyindi giderkende yolda Ali dedeye birşey olmasın sakın! Biz babamla sesin geldiği yere doğru yürüdük gece saat 1 " e yaklaşıyordu. Ardından seslerin yaklaştığı Hatice ninenin ve Ali dedenin oturduğu eve girdik. Aman Alllahım ne görelim Ali dede banyoda düşmüş ve başından kanlar akıyordu. Bir gurup genç de başına toplanmış yardım etmeye çalışıyorlardı. Birisi başına tampon yapmış. Bende naçizane ilkyardım kursuna gittiğim için birşeyler yapmak istedim.Önce bilincini kontrol etmek için hasta yaralıyla konuştum. Bir yeriniz ağrıyor mu diye? yok dedi. Ardından yanımdaki gence evladım bir bardak su verir misin? O an rahmetli anneannem aklıma geldi, o da sekerattan önce su istemişti. Hanımı Hatice nine dolaptan çıkardığı zemzemi verdi. Ali dede içti ve beni yatırın dedi.O sırada oğlu çaresizce sağa sola koşuyor, hanımı da hazırlanıyor hemen hastaneye yetiştirelim diye. Biz hasta yerde, sekarat anını yaşarken o anda hepimiz donduk kaldık. Ve o an geçti saniyeler çok önemli araba gelmedi. Nurettin arabayı çıkarmaya gitmiş ama başka komşu arabasının önüne parkettiği için çıkaramadı geldi. Babam hemen talimat verdi bizim arabayı alın diye. Bu sırada bende kalp masajı yaptım. Ama nafile! Çünkü ,vucudu buz gibi olmuş ve ağzıda kitlenmişti. Nabzı ve kalbinde tık ses yoktu.Yine de bir umut Ali dedeyi arabaya taşıdı gençler ve hastanenin yolunu tuttular. Bu yardım eden gençlerde Alidedenin ön tarafını kiralamışlar. Hatta evlerinin kapısı kilitlenmiş dışarıda kalmışlar.Alidede onlara açmış. Velhasıl gençlerin orada bulunması, oğlunun o gün için Konyadan çıkıp gelmesi bunlar tesadüf olabilir mi?
Bizde babamla birlikte usulca akrabaları ve aynı zamanda ortakları olan komşularımıza korkutmadan haber verdik.Alidedenin düştügünü ve hastaneye götürdüklerini söyledik. Duyan komşularımız hemen kalktılar. Amcalarının kızı onlar da duydu. Bakkalın kızları duydu ve ağlamaya başladılar. Ve telefonla acı haberi aldık. Ali dede vefat etmişti. Hepimiz çok üzüldük. Birisi vardı ki öz amcasının oğlu. Ali dedeyle küsmüş. Üç gün üç gece evinden çıkmadığı gibi ne taziyede bulundu nede konuştu. Kin ve nefret okadar bürümüştüki kalbini eller ağladı ama öz amcasının oğlu hiç oralı bile olmadı. Bu durum beni ve orada daki herkesi çok üzdü. Ne olursa olsun o insanla küs bile olsa son yolculuğunda ebedi aleme gidecegi günde içindeki kin ve nefret buzlarını eritmeliydi.
Evet Ali dede vefat etmişti, ardından sabahleyin bir sela verildi ki yürekler parçalandı. Çünkü o çok iyi bir insandı. Çocukları onu istememişti Konyadan gelmişler yaz kış burada kalıyorlardı.Yaşlı insanlar ne yapardı acaba kimsesiz ,yapayanlız bir başlarına .işte olan olmuştu Hatice ninede tek kalmıştı. Duyduk ki Hatice nine evi satılığa koymuştu. Konya'dan bir ev alıp oraya yerleşecekmiş. Yanlız ve tek başına ben çocuklarımı rahatsız etmem diyormuş.
İşte efendim insanoğlu bir kuş misali bir varız bir yokuz. Önemli olan içimizdeki kini nefreti ve bütün kötülükleri bir yana bırakıp her zerremizi sevgiyle doldurabilmek.
Sevgiyle ellerinizden öper, site sakinlerine selam ve sevgilerimi sunarım. Hoş ve mutlu kalın efendim.
nesrin.
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Nesrin Hanım,
Efendim, kıymetli mailinizde kin ve nefret duygularının bir insanı ne kadar adi, aşşağılık, ve belhüm adal (hayvandan daha aşşağı) bir duruma düşüreceğini o kadar güzel anlatmışsınız ki, tebrik ederim, teşekkür ederim. Hayatta en büyük günah, Allah’ın evi olan kalbimizde kin ve nefret duygularını barındırmaktır. Resulullah Efendimiz herkesten daha çok zulüm gördü, kötülük gördü, alçaklık gördü. En yakın akrabaları hayatına kastettiler. En güzel günlerini burnundan getirdiler. Amcasını öldürdüler, kızını öldürdüler. Hakaret ettiler, iftira ettiler. Ama o en büyük, o en yüce insan bunların hiçbirine karşı kin ve nefret duymadı. Onlar için hayır dua etti. Kıymetli yavrum, bize de hayat yolunda düşen görev, zulüm de görsek, alçaklık da görsek, yine de kalbimizde, kin ve nefret alevlerini barındırmayacağız. Affedeceğiz. Onlar için de bağışlanma dileyeceğiz. Çünkü her fiilin faili Allah’tır. Her sıfatta mevsuf olan Allah’tır, her vücutta mevcut olan Allah’tır. Allah rahmandır, Rahiymdir, koruyan, esirgeyendir. Allah affedicidir, affetmeyi sever. İnşallah, bizleri de yeryüzündeki bütün insan kardeşlerimizi de affeder.
Değerli yavrum, yeni maillerini bekler, selam, sevgi ve saygılarımı sunarım.
Sabri Tandoğan
Onun ve Hakka Göçen Yakın Dostlarının Aziz Ruhları Şad Olsun.
|