Konu : Sofradaki ekmek tanelerini toplamak berekettir.
Gönderen :
Sabri Babayla Sohbet
Tarih :
8/26/2020 10:27:08 PM
.
SOFRADAKİ EKMEK TANELERİNİ TOPLAMAK BEREKETTİR
SABRİ BABA İLE SOHBET
Füsun Hanım:
-Efendim, ben de size bir soru sormak istiyordum, hikmet nedir?
Sabri Baba:
-Hikmet yaşanan bütün incelikler ve güzelliklerdir yavrum.
-Efendim, dün akşam siz “Her konuda aradığınız cevapları benim Gönül Sohbetleri kitaplarımda bulabilirsiniz.” demiştiniz, ben de öyle yaptım. Açtığım bir sayfada “Bir manevi büyükten hikmet talep edin ki onunla görün, onunla işitin.” yazıyordu. Ben de sizden hikmet talep etmeye karar verdim Efendim.
- … (Sayın Büyüğümüz sükûtu tercih ediyor…)
Çiğdem Hanım:
-Efendim, siz manevi büyüğün nazarı önemli diye anlatmıştınız. Bu durumda gözlerini çevirmemek mi lazım? Hikmetin manevi büyüğün gözlerinden talebenin gözlerine akması söz konusu olabilir mi? Bir de manevi büyüğün özellikle yaptığı bir ikramın alınması hususu var. Bu da verilen kişi için önemli herhalde.
Sabri Baba:
-Gayet tabi.
Vahap Bey:
-Efendim, oysa bize edeben aksinin daha doğru olduğu öğretildi, yani manevi büyüklerin yüzlerine bakmamak konusunda?
Sabri Baba:
-Olmaz yavrum. O bakışlar çok önemli. Aklı olan böyle yapmaz. Bu akış bir an içinde olur, bazen velî zâtın çok bir küçük hareketi insanın içinde çok büyük bir akım oluşturabilir. Ömer Efendi Hocanın abdest alışını, kollarını sıvamasındaki inceliğini görünce ona âşık oldum. Hemen ona daha yakın olabilmek için bütün gece namaz dualarını ezberleyip ertesi sabah, sabah namazında arkasında saf durdum. Namazdan sonra arkasını cemaate dönüp yüz yüze geldiğimizdeki gülümseyişi üzerinden yıllar geçti ama hâlâ beni etkilemeye devam ediyor.
Nermin Hanım:
-Ben de kendi hayatımdan bir örnek verebilir miyim Efendim?
Sabri Baba:
-Buyur yavrum.
-1997 Yılı temmuz ayı idi. Bir sohbetinize çağırdı bir arkadaşım. O zaman sizi tanımıyordum. O günlerde çok büyük zorluklar yaşıyordum hayatımda, çok zor günlerdi benim için.
Sohbet sırasında sizden ve Rana Anne’den çok etkilenmiştim. Belki edep dışıydı ama bir an için merak ederek “Sizin çocuğunuz var mı?” diye sordum. Bunun üzerine elinizi Rana Annenin saçlarında hafifçe gezdirerek okşadınız ve gülümseyerek “Biz, birbirimizin çocuğuyuz.” dediniz.
O an içimde bir şeylerin değiştiğini hissettim. Bütün bunlardan çok etkilenmiştim…
Babamın hareketleri, oturuşu, konuşma üslubu ile hayatım bir anda değişti. O günden sonra artık insanların saçları parlıyordu sanki her yer daha renkli görünmeye başlamıştı... İçimdeki sevgi boşluklarının bir anda dolduğunu hissettim.
Çiğdem Hanım:
-Demek ki o büyük sevgiden size bir kıvılcım aksetmiş ve o yansıma bile sizi çok etkilemiş Nermin Hanım.
Nermin Hanım:
-Öyle oldu.
Yavaş yavaş sohbetimizin sonlarına doğru yaklaşırken soruyoruz:
-Efendim, sofrada dökülen taneleri toplamak neden önemlidir?
Sabri Baba:
- Yavrum, bereket o tanede olabilir. Allah’ın Hay esması en çok o tanelerde tecelli etmiş olabilir.
-Efendim, bir Hadis-i Şerif’te Resulullah Efendimiz, “Narın tanelerini düşürmeden yeyiniz. Zira onlardan bir tanesi cennettendir.” Buyuruyorlar. Belki o yenmeden kalan tane cennetten gelen tane olabilir.
Peki, Efendim, “her an yeni bir şe’n üzere olan kimse” nasıl bir hâl içindedir bir örnekle açıklayabilir misiniz sohbetimiz bu akşamlık tamamlanmadan?
Sabri Baba:
-Mesela ben öyle biriyim yavrum… Şimdiye çocukluğumdan bu güne kadar boş geçirilmiş bir tek ânım olmadı.
…
Yer: Göksu Restoran
Tarih: 2 Eylül 2010, Salı
|