Sayın Özden Çiçek,
22 Şubat 2006 tarihli mailinizi aldım. Son derece önemli, aynı zamanda güncel olan bir konuya değinmişsiniz. Bu inanın pek çok insanın kafasında dönüyor, dolaşıyor. Çok insan bir karara varamıyor. Meselenin çözüm yolu Kur’an-ı Kerim’de ve Hadis-i Şeriflerde açıkça gösterilmiş. Bizim görevimiz her zaman için İslam’a uygun, Allah’ın ve Resulünün yoluna uygun bir şekilde hareket etmek. Kur’an-ı Kerim’de Kısas Suresi var, biliyorsunuz. Kısas Suresinde Kısas’ın hak olduğu belirtiliyor ama Surenin sonunda buyuruluyor ki, eğer affederseniz, bağışlarsanız, bunda sizin için nice hayırlar, güzellikler, ecirler vardır. Peygamber Efendimiz o yiğitler yiğidi, güzeller güzeli Hz. Hamza’yı öldüren, parçalayan, ciğerini çıkaran Vahşi’yi bile affetti.
Sayın Özden Çiçek, tabiat âlemine şöyle bir bakalım. Eşek arısı sabahtan akşama kadar, zehirli bitkileri dolaşıyor, kovanına hep zehir götürüyor. Ama bal arısı buna hiçbir zaman kırılmıyor, darılmıyor, gücenmiyor. Benim vazifem diyor, daima çiçek çiçek dolaşıp insanlara adına bal denilen o tabiat mucizesini sunabilmek. İşte efendim, hayat olayları karşısındaki bizim tutumumuzda böyle olacak. Son nefesimize kadar daima iyinin, güzelin, temiz, asil, büyük, yüce olanın peşinden gideceğiz. Bizim görevimiz son nefesimize kadar insanlara hep iyiyi, doğruyu, güzeli anlatmak olacak. Yine de içimizdeki bütün iyi ve güzel duygulara her adımımızı Allah rızası için atmamıza rağmen, yine de bizi sevmeyen, beğenmeyen, hor hakir gören insanlar çıkacak. Bazen yüzümüze karşı, bazen arkamızdan. Bizi kötüleyecekler. Ama bizim vazifemiz her şeye rağmen onları sevmek, onların iyiliği için çalışmak, hayır dua etmek. İnsanoğlu, hayat karşısında mertçe, yiğitçe seçimini yapmak durumunda. Ya bal arısı olacak, ya eşek arısı.
Selam, sevgi ve saygı ile…
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
İyilik Yazan Özden Çiçek
Cvp: İyilik Yazan Sabri Tandoğan