Sayı Rumuz Gönül,

25.6.2007 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, kusura bakmayın siz şu anda dünyanın en mutlu insanı olduğunuz halde yanliş düşüncelerinizle, yanlış tesbitlerinizle kendi kendinizi mutsuz hale getiriyorsunuz. Lütfen bundan vazgeçin. Elinizdeki imkanları, sahip olduklarınızı bir düşünün. 28 yaşındasınız, anneniz, babanız hayatta, eviniz var, akşam sıcak bir çorba bulabiliyorsunuz. Lütfen Allah’a şükredin. Acaba, ben bu kadar nimete layık mıyım diye düşünün. Niye bu kadar yükseklerde uçuyorsunuz? Ne güzel bir işiniz var. Sabahleyin şükrederek, çalışma masanızı öperek işe başlayın. Dilinizden ve kalbinizden şükür eksik olmasın. Kusura bakmayın bazı manyak kızlar sizin kıymetinizi bilmedi diye niye hayata küsüyorsunuz? Belki Cenab-ı Hak o salakları, o geri zekalıları size layık görmedi. sizin bunun için de şükretmeniz, şükür namazı kılmanız gerekir.

Sevgili dost, darılmayın, gücenmeyin, siz hayatı hiç mi hiç anlamamışsınız. Hiç olmazsa bundan sonra anlamaya çalışın. Siz çok seçkin, çok değerli bir insansınız. İleride evleneceğiniz kız, sizinle iftihar edecek, gurur duyacak. Ne olur bu yanlış değerlendirmelerden vazgeçin, kendi kıymetinizi bilin. Yarın herşey çok güzel olacak. Şair Gülten Akın diyor ki

“Bekleyin, bekleyin durmaksızın bekleyin

Bir gün unutulmuş bir aynadan

Bütün sevgiler size dönecek...”

Yeni maillerinizi bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :