Konu : Karaciğer hastaları için ilahi bir şifa kaynağı: İkşut Otu.
Gönderen :
Siteden
Tarih :
3/12/2021 12:40:19 AM
.
Karaciğer hastalarına can simidi: İkşût
Feyzullah ERGÜN
feyzergun@gmail.com
19 Şubat 2018, Pazartesi
İnsan sağlığına ciddî hasarlar veren, başta siroz ve hepatitler olmak üzere, bütün karaciğer hastalıklarına, Rahmet-i İlâhiye’nin şifa hazinelerinden gönderilen ilâhî yardımlardan birisi de, İKŞÛT nebatî kuvvetidir.
Belli bir çevrenin dışında, hemen hemen hiç bilinmeyen, bu mu’cizevî bitkinin karaciğer hastalarına sağladığı faydalar, yaşhanan olaylar neticesinde ayn-el yakîn müşahede edilmektedir. Ama ne yazık ki, bu harika bitkinin etkileri, bilim çevrelerinde gerekli ilgiyi görmediğinden, bu hastalıklarla perişan olan insanlar, şifa arama yollarında yorgun ve bitkin bir hayat sürdürmek zorunda kalmaktadır. Rabb-i Rahim’imiz (cc) şifasını yaratmadığı hiçbir hastalığı, insanların bedenine yüklememiştir. Bu hastalara da, kemal-i merhametinden ilâçlarını ayaklarına kadar göndermiştir. Yeter ki gözünü açıp, aramasını bilmelidir.
Karaciğer hastalarına bir ikrâm-ı İlâhî olarak gönderilen İKŞÛT bitkisini, imkânlarımız çerçevesinde tanıtıp, şifa bulacak hastaların, müstecab duâlarını almak, yegâne maksadımız olmakla ve gerçekleşmesine sebep olması düşüncesinden hareketle, tanıtmaya gayret edeceğiz. Mardin civarında yüzyıllardır bilinip, kullanılan geleneksel İKŞÛT bitkisi küsküt, cinsaçı, bostan bozan, gelin saçı ya da bağ boğan adlandırmalarıyla da bilinmektedir. “150 kadar asalak bitki türünün ortak adıdır. Çok az klorofil (bitkiye yeşil rengi veren madde) ihtiva eder. Besinini başka bitkilerden sağlamak zorunda olan cinsaçı türleri, kök benzeri organlarıyla, konak bitkinin dokularına girip, besinini emerek bitkiyi öldürebilir. Cinsaçı tohumu filizlendikten sonra köklenir ve narin bir gövde çıkar. Gövde konak bitkiye sarıldıktan sonra, kök çürüyerek ortadan kalkar. İpe benzeyen gövdeleri sarı, turuncu, pembe ya da kahverengidir. Düğümsü kümeler oluşturan çiçeklerin, açık sarı ya da beyaz renkli ve çana benzeyen, bileşik taç yaprakları vardır. Yaprakları küçük pul biçimindedir.”1
Karaciğer hastalıklarında geleneksel tecrübeler sonucu, kullanılan İKŞÛT bitkisi konusunda “özellikle kırsal kesimde yaşayan insanlar, geçmişten günümüze bitkilerle tedavi konusunda, günümüz halk tıbbı için, yaşayan birer kütüphane rolünü üstlenmişlerdir. Bu efsane bitkinin, aslında tarımsal üretimde hiç arzu edilmeyen ve parazit bir bitki olduğundan, tarım alanlarında da bitkisel üretime zararlar vermektedir. Verim kaybına yol açarak, en fazla ekonomik zarar oluşturan, parazit bitki özelliğine sahip olan, küsküt türlerinin en fazla yonca, üçgül, domates, havuç, soğan ve biberde zarar verdiği belirtilmektedir. Yaşama dönemi boyunca bütün ihtiyaçlarını (besin maddeleri ve su) konakçı bitkiden sağlar.” 2 Bu şartlarda gelişerek, fitoterapinin değerli bir destek bitkisi olan İKŞÛT nimetinin, insan vücuduna sağladığı faydalar ise “idrar arttırıcı, müshil, gaz ve safra söktürücü etkilere sahip olduğu bildirilmektedir. Karaciğer ve böbrek rahatsızlıklarında, bulanık görme, göz yorgunluğu giderme ve klinik olarak yaşlanmanın önüne geçmek için kullanılmıştır. Mardin yöresinde ise, karaciğer problemleri ve diz ağrıları için kullanılmaktadır. Antioksidan ve antikanser etkilere sahiptir. Bazı araştırmalara göre, yaşlanmaya karşı etkileri ve hafızayı güçlendirdiği gösterilmiştir. Ayrıca analjezik (ağrı kesici), antienflematuar (iltihap engelleyici) etkileri tesbit edilmiştir. Bu anlamda Mardin ve yöresinde yetişen küsküt türünün, kullanım şekil ve amacı konusunda yapılacak bilimsel çalışmalar sonucunda, sağlık açısından yararlı, doğal bitkisel preparatların üretilmesi, olası bir durumdur.” 3
Eski tıp kaynaklarında da İKŞÛT bitkisinin faydalarından bahsedildiği görülmektedir. Vehbî olarak, tıp ilmine mazhar edildiğine inandığım, anadan doğma gözleri görmeyen Davûd el ANTAKÎ, tezkiresinde “İKŞÛT, ince iplikleriyle diğer nebatlara uzanıp yapışan, küçük yapraklı bir bitkidir. Vücutta tıkalı kanalları açar. İdrar söktürücüdür. Hepatit hastalığını (sarılık) geçirir. Nefes darlığını (astım), anjin ve diğer boğaz enfeksiyonlarının tedavisinde etkilidir. Özellikle SUMMAK ile daha faydalı olur. Sağlıklı beslenme diyetlerinde (HİMYE), karın sancısında, romatizmal ağrılarda, mide faaliyetlerini güçlendirmede, tedavi edici özellikleri vardır. HİNDİBA ile kullanılmasında daha iyi neticeler alınır.” 4
Bu kısa bilgiler çerçevesinde, inanıyoruz ki İKŞÛT nimeti, yeteri kadar araştırılarak, gerekli analiz ve klinik çalışmalar sonucunda, karaciğer hastalıklarının tedavisinde ve daha başka alanlarda, insanlığa büyük destekler sağlayacaktır. Bu çalışmalar sonucunda, elde edilecek tedavi edici ilâçlarla ülke ekonomisine, çok büyük kaynak kazandıracaktır. İmkânlar elde iken Sağlık Bakanlığı, Tarım Bakanlığı ve ilgili bilim araştırma kurumlarınca, yapılacak araştırma sonucu uygulamalarla insanlığa büyük bir hizmet verilmiş olacaktır. Devletimiz bu harika bitkiye sahip çıkmakla, maddî- manevî zenginlikler kazanacaktır. Dolayısıyla bazılarının, patent alarak, hastalardan daha yüksek kazançlar elde etmesinin de önü alınabilecektir.
Sonuç olarak, kendi gelişimini hızlı bir şekilde tamamlayarak, hayatiyetini güvence altına almak için, diğer bitkilerin can damarına yapışarak emdiği özlü maddelerle, kâinatın meyvesi olan insanın, karaciğerini desteklemek vazifesi İKŞÛT nimetine yükleyen, Rahman-ür Rahim’in (cc) ilim, şifa ve kudretinin azameti karşısında, kemal-i hürmet, tefekkür ve tazimlerle, ubudiyyetimizi takdim etmek de bize yakışacaktır.
SAĞLICAKLA KALIN.
Dipnotlar:
1. Ansiklopedia Britannica, c. 6. s. 12 Ana Yayıncılık.
2. N. ŞEKEROĞLU, U. KOCA, S. A . MERALER, Geleneksel bir Halk İlâcı: İkşût, Araştırma 2011.
3. A. G. Araştırma.
4. Davûd el ANTAKÎ, Tezkire t Ulil Elbab, c. 1, s. 137, Dar al Kütub el İlmiyye 1998.
|