Konu : Nefsin senin binek hayvanındır, ona rıfk ile muammele et. Hadis-i Şerif.
Gönderen :
Sabri Babayla Sohbet
Tarih :
3/17/2021 9:01:41 AM
.
"NEFSİN SENİN BİNEK HAYVANINDIR, ONA RIFK İLE, TATLILIKLA MUAMMELE ET" HADİS-İ ŞERİF
Soru-Cevap
-Efendim müsaadenizle ben bir soru sorabilir miyim? Bildiğimiz bir Hadis-i Şerif: “Nefsin senin binek hayvanındır, ona rıfk ile, tatlılıkla muamele et.” Oradaki “tatlılığı” biraz açabilir misiniz?
Sabri Tandoğan Efendi Hz:
- Açayım yavrum. Şimdi insanlık kültür tarihine bakacak olursak, asırlarca insanlar hep nefisleriyle yanlış mücadele etmişler. İşte demişler, nefsimizi öldüreceğiz, boğacağız, canını çıkaracağız, pestilini çıkaracağız. Bunlar hikaye yavrum. Mesela ortaçağda Hıristiyanlar o kadar büyük işkenceler yapmışlar ki kendilerine, nefsimizi terbiye edelim diye, uslandıralım diye. Meşhur Pascal mesela böyle demirden bir kemer yaptırmış, içine iğne gibi sivri demirler koymuş. Gece olunca onu geçiriyormuş başından, herhangi bir şekilde uykuya dalar da, şöyle giderse, o zaman o çiviler etine batıyormuş, kanayınca da artık ıstırapla uyanıyormuş. Mesela Fransa’da, Paris’te yüz metre yürüyün, karşınıza bir manastır çıkar. Manastır, manastır, manastır... İnsanlar orada, dört duvar arasında toplumdan uzak, nefislerini ıslah edeceklerini sanmışlar. Hiçbiri de edememiş yavrum. Yalnız Peygamber Efendimiz çıkıyor, diyor ki, “Nefsin senin binek hayvanındır, ona rıfk ile, mülâyemetle muamele ediniz.”
İslam’da nefisle mücadele şöyle edilir: Öyle asacağım, keseceğim, boğacağım, canını çıkaracağımla değil de, nefsimizi şöyle bir kenara koyacağız. Tamam diyeceğiz, sen ağasın, paşasın. Sonra öyle bir hâlin içine dalacağız ki, nefsimizi hatırlayacak zaman kalmayacak. Mesela Peygamber’imizin bir Hadisi Şerifi buna açıklık getiriyor: “Allah’ım beni bir an, bir andan da kısa bir zaman nefsime bırakma.” buyuruyor. Şimdi yavrum, mesela ben genç yaşında okuma yolunu seçtim. O kadar çok okudum ki, nefsimi düşünecek vakit yoktu ki... Vakit yoktu. Şu kitabı da okuyayım, şunu da bitireyim, şu yazarı da okuyayım, şu yazarın şu eserini de okuyayım... Bütüün gençliğim böyle geçti. Allah’a çok şükür bir gün yaşlandım, döndüm baktım gençliğime, tertemiz bir gençlik. Pırıl pırıl, gül gibi, nur gibi bir gençlik. Şimdi mesele burada yavrum. Nefsimi boğacağım filan... Bunlar edebiyat yavrum. İnsanlık tarihinde kimse nefsini boğamamış ki biz boğalım. Kimse nefsini öldürememiş ki biz öldürelim. Dikkat edin, bunu hiçbir kitapta bulamazsınız. Nefisle mücadelenin bir tek yolu var yavrum. Nefsimizi şöööyle bir güzel estetik suje gibi bir kenara koyacağız yavrum. Üstüne üstüne gitmeyeceğiz. Ters teper. Ondan sonra kendi dünyana dalacaksın. Bu edebiyat olur, müzik olur, resim olur, hukuk olur, tıp olur, felsefe olur... Mesele meşgale bulabilmek. Ben ona “Kendi dünyasını kurmak” diyorum. Bunu da hiçbir kitapta bulamazsınız. Benim kendi görüşümdür. “Kendi dünyasını kurmak...” Kur da neyle istersen kur. Nakışla kur, yünle kur, dikişle kur, ibadetle kur, zikirle kur, kitapla kur, kur, kur... Ama kuracaksın.
O zaman bakıyorsun ki, nefsin burada kibar kibar, uslu uslu oturuyor. Senin boş bir anını bekliyor ki, nereden tuşa getireyim diye, nereden sırtını yere getireyim diye. Onun için Yüce Resûlümüz, “Allah’ım beni bir an, bir andan da kısa bir zaman nefsime bırakma” Buyuruyor. Bir anda her şey değişebilir, şeytan ümüğüne sarılabilir. Olay bu yavrum.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Onun ve Hakk'a Göçen Ailesinin Aziz Ruhları Şad Olsun.
|