Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Teravih kıl safa bul...
Gönderen : Muzaffer Ozak Hznden
Tarih : 4/16/2021 7:02:57 PM


.
TERAVİH NAMAZI HAKKINDA...

Mürşid-i Azîz Muzaffer Efendi Hazretleri, bir Ramazan gecesi, terâvih namazı hakkındaki istifhamları gidermek ve ihvânını bilgilendirmek üzere, Hanefî fıkhının en muteber eserlerinden biri olan Mületkâ el-Ebhur'un tercümesi Mevkûfât adlı eseri eline alarak kitabın terâvih namazı ile ilgili bölümünü okuyup îzâh buyurmuşlardı. Şimdi bu sohbetin ana başlıklarını buraya kaydediyorum. Dileyenler teferruatını aşağıdaki ses kaydından dinleyebilirler :

Terâvih namazı, sünnet-i müekkededir yani kuvvetli bir sünnetdir ama bazı râfızîler yani şîâ sünnet-i Ömer demişlerdir. Ama bizim mezhebimize göre sünnet-i Resûl'dür.

Cenâb-ı Peygamber, sallallahu aleyhi vesellem "Allahu Teâlâ orucu size farz kıldı ve gece namazını da yani terâvihi de sünnet kıldı" buyurmuşdur. Bu hadîs-i şerîf de terâvihin sünnet-i müekkede olduğuna delâlet eder.

Peygamberimiz, Ramazan gecelerinden bir gece mescide çıkıp, cemaate yirmi rekat terâvih kıldırmış, ikinci gece yine çıkıp evvelki gibi yirmi rekat kıldırmış, üçüncü gece çıkmamış, cemaat toplanmış, Efendimiz "Size farz olacak diye korkuyorum" demiş. Onun için cemaate çıkmamış. Yani cemaate çıkmamış, terâvihi kılmamış değil.

Hazret-i Ömer radıyallahu anh zamânına kadar terâvihi herkes tek başına kılarmış. Yani terâvih cemaatle kılınmazmış. Hazret-i Ömer, Übeyy ibn Ka'b'a terâvihi cemaatle kıldırma vazîfesi vermiş. Sahâbeden Hazret-i Osman, Hazret-i Ali, İbn Mesûd, İbn Abbâs, Talha ve Zübeyr, muhâcirîn ve ensârdan çok kimseler bunu kabûl etmişler, hiç biri itiraz etmemişler. Hattâ İmâm-ı Ali kerremallahu vecheh radıyallahu telâlâ anh, "Allah Ömer'in kabrini nûr eylesin, bizim mescidlerimizi terâvihle nûrlandırdığı gibi" buyurmuşdur.

Hazret-i Ömer radıyallahu teâlâ anh terâvihi cemaatle kılmayı kendisi îcâd etmemişdir. Cenâb-ı Peygamber, "Ömer'in sünnetine riâyet ediniz ve sakın muhâlefet etmeyiniz" buyurmuşdur. "Ömer bir sünneti ihyâ edecek ki, ona tâbi olunuz, sakın onu inkâr etmeyiniz" demiş Cenâb-ı Peygamber. Bu sünnetden Habîb-i Ekrem, terâvihi murâd eylemişdir.

Yine Cenâb-ı Peygamber, sallallahu aleyhi vesellem, "Benim sünnetim üzere ve benden sonra gelecek olan rüşd sâhibi hulefânın sünneti üzerinde durunuz, ittibâ ediniz onlara" buyurmuşdur ki bu hadîs-i şerîf de terâvihin sünnet-i müekkede olduğuna delâlet eder.

Peygamberimizin terâvihi devamlı cemaatle kılmamasından dolayı sünnet-i müekkede değildir denemez.

Terâvih kelimesi, tervîhenin çoğuldur. Tervîha, denilmesinin sebebi her dört rekatda bir bir müddet namaz ara verilip istirahat edildiği içindir.

Terâvih yatsı namazından sonra kılınır. Yatsıdan önce de kılınır diye âlimler olmuşdur ama bizim mezhebimizde yatsıdan önce kılınması câiz değildir.

Bazı âlimler, terâvihi yalnız kılmanın daha fazîletli olduğunu bazıları ise cemaatle kılmanın daha fazîletli olduğunu söylemişlerdir. Bizim mezhebimize göre cemaatle kılmak efdaldir. Tek başına kılmanın daha fazîletli olduğunu söyleyenler, riyâya düşme korkusuyla böyle söylemişlerdir.

Terâvih yirmi rekatdır diyenler olduğu gibi otuz altı rekatdır diyenler de vardır.

Teravih namazında her dört rekatın sonunda bir mikdar istirahat edilir. Namaz kılan kişi bu sırada şunlardan birini yapmakda serbestdir. Dilerse tesbîh okur, dilerse ilâhi okur, dilerse tehlîl eder, dilerse namaz kılar, dilerse sükût eder. Eskiden Ehl-i Mekke terâvihin arasında tavâf edermiş, Ehl-i Medîne de namaz kılarmış.

Terâvihde sünnet olan Kur`ân'ı bir kere hatm eylemekdir. Ulemâ terâvihde ne kadar kıraat edilmesi gerektiği hususunda ihtilaf etmişlerdir. Kimisi her rekatda akşam namazında okunduğu kadar yani uzun bir âyet okunur demişlerdir. Kimisi de yatsı namazındaki gibi kıraat edilir demişlerdir. Bazıları da her rekatda on âyet mikdarı okumak gerekir demişlerdir. Çünkü bu sûretle Ramazanın sonuna kadar bir hatim yapılabilir.

İmâm-ı Azam Ebû Hanîfe Hazretleri Ramazan'da altmış bir hatim okurmuş. Otuz hatim gündüzde, otuz hatim gecede, bir hatim de terâvihde olmak üzere. Yani her gün gündüz bir hatim, gece bir hatim, terâvihde de bir cüz okurmuş.

Hatimle terâvih halkın tembelliğinden dolayı terk edilmez ama zamânımızda efdal olan halkı cemâatden soğutmamakdır.

Terâvihi ayakda kılmağa kuvveti varken oturarak kılmak mekrûhdur diyenler olduğu gibi câizdir diyenler de vardır. Özürsüz bir kimsenin terâvihi oturarak kılması câiz olsa da namazın ecrini azaltır, yarıya indirir denilmişdir.

Vitir namazı ancak Ramazan'da cemaatle kılınır. Ondan gayrı zamanda cemaatle kılınmaz.

Resûlullah, "Farzdan gayrı namazları evde kılmak efdaldir" buyurmuşdur. Yani sünnetleri evde kılmak daha iyidir zîrâ riyâdan uzakdır. Fakat terâvih müstesnâdır. Terâvihde efdal olan cemaatle kılmakdır.

Yatsı kılındıkdan sonra cemaate gelen kişi, önce yatsıyı kılar, sonra terâvihe başlar. Yatsıyı kılmadan terâvihe başlanmaz.

www.muzafferozak.com

Kıl terâvihi safâlar bulagör
Et tesâbihi vefâlar bulagör
Zikr ü tâ’at nûru ile dolagör
Hamdülillah geldi mâh-ı Ramazân

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]