Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Duygunun yeri ayrı düşüncenin yeri ayrıdır.
Gönderen : "Bir Talebe"
Tarih : 8/9/2021 7:22:11 PM


.
DUYGUNUN YERİ AYRI DÜŞÜNCENİN YERİ AYRIDIR
Mektup-Cevap
Muhterem hocam, Bugün, papazın bağındaydık. Ağaçların, kuşların, ördeklerin birlikteliğinde artık sadece orada duyabildiğim horozun ötüşü eşliğindeydik. Tefekkür yeri aynı zamanda. Çeşitli insan tipleri ve halleri kısaca toplumun örnekleri orada. İçim öyle doldu öyle doldu ki eve geldim ancak ağlayarak rahatlayabildim. Çok duygu ağırlıklı günler yaşıyorum. Tam teslimiyet içindeyiz. Siz duygulu olmak başka duygusal olmak başka dersiniz hep. Bunu aklıma getiriyorum. Daha pek çok sözünüzü ve hayat olayları karşısında ki duruşunuzu da. Ne kadar çok şey öğrendim sizinle. Dünya üstüme üstüme geldikçe " güzel, çok güzel , inanılmayacak kadar güzel bir dünyada yaşıyoruz " sözünüzü aklıma getiriyorum. O zaman, her şey anlam değişikliğine uğruyor. Sizin sözleriniz hep yürek sesleri. Gümbür gümbür... Buradaki cevaplarınız da da hissediyor olmalı insanlar. Bu çağda çok önemli bir alanda öncüsünüz. Yüce Allah sağlığınızı artırsın diye dua edelim. Size çok ihtiyaç var. Özge hanımın maili ne kadar güzel. Mübarek hayvanın halini kendime benzettim. Ben de öyleyim. Mücevher ablam, ah! kristal ablam ne kadar büyük yeri var ben de. Bana ne kadar güzel şeyler öğretti. Ne kadar güzel anlar yaşattı.Dediğiniz gibi ektiklerini biçecek inşallah. Aziz hocam, Siz çok değerli bir insansınız. Seçkin bir kulsunuz. Umutsuz oluyor gibi olduğum hallerde " çarşamba sohbetleri filmini takıyorum kafama yeniden izliyorum". Çarşamba sohbetlerinde, hayatın soru ve cevaplarını iki buçuk sene " bir nur ışığı " olarak sizden almayı Yüce Allah bizlere nasip etti çok şükür. İnşallah daha da nasip etsin. Amin. Başaramadığım bir şey var. Duygusal olmamak. İnşallah birgün başarırım. Onun için bir müddet buraya yazamayacağım. Nur hüzmesi hocam, Bu yazımla tekrar başta sizden sonra tüm okuyanlardan hayır dua niyaz ediyorum. İnşallah hayırlarda buluşmak duasıyla. Yüce Allah , sevgimizin kaynağı Yüce Allah yaratılmışlığımıza layık eylesin bizleri. Hürmet ve hayır dualarımla. Essalamu aleyküm.
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
---------------------------------------------------------------------
Sayın “Bir Talebe”,
Kıymetli yavrum, mailin bir şiir gibi. Su gibi akıyor. Hepsi çok güzel. Ben de Papazın Bağı’nı çok özledim. İnşallah sezon bitmeden Allah gitmeyi nasibeder.
Çok önemli bir konuya değinmişsin. Evet, duygulu başka, duygusal olmak başka. Duygulu olmak ne güzel bir meziyet. Ben, duygulu olmayan insanlara pek değer vermem. Onlar benim nazarımda hödük, çamyarması, veryesin ört uyusun tiplerdir. Evet, iyi güzel. Duygulu olmak bir güzellik, bir meziyet, bir artı değer. Ama duygusal olmak öyle değil. Duygusal olmak akılla hareket edilecek yerde duyguyla hareket etmek demektir. Olmaz ki. Böyle de yapılmaz ki. Shakespeare, “Duygunuzla düşüncenizin arasına fesat sokmayınız” der. Düşün, gitmişim emekli maaşımı almışım. Oturup aklımla bütçe yapacak yerde duygusallığa kapılmışım, hepsini fakir fukaraya dağıtıp eve gelmişim. Peki, ben üç ay ne yeyip ne içeceğim. Elektrik parasını, su parasını, yakıt parasını, telefon parasını kim vereck? Vasıtaya bindiğim zaman kim ödeyecek. Daha neler, neler. Bu, minicik bir örnek. Ama aklıyla bütçe yapan bir insan yardım için de bir fon ayırabilir. Sağlıklı insan vücudyna baktığımız zaman bir beyin, bir de kalp görüyoruz. Beyin düşüncenin merkezi. Kalp, duygunun... bu iki organdan birisi hasta olur, düşünemezse biz o kimseye sağlıklı diyebilir miyiz? Onun için lütfen Allah’ın bize bahşettiği bu iki nimeti de yerli yerinde kullanalım. Akılla bir hanımın mutfağında tuz da bulunur, biber de. Tarçın da bulunur, zencefil de. Hepsi yerli yerinde kullanılırsa bir güzelliği olur. Sütlaç yaptık ama üstüne karabiber serptik. Oldu mu ya. Hayatda herşey ona göre. Bu hiç de zor değil. Sen, ince zekanla pekala bunu becerecek güçtesin. Lütfen duygusallığı her işe bulaştırmayalım. O zaman anlamı kalmaz. Biz kaybederiz. Ama biz bu dünyaya kaybetmek için değil, kazanmak için geldik. Hep, daha iyiye, daha güzele gidip artı puanlarımızı çoğaltmaya geldik. Olaylara ve insanlara hep duygusallıkla bakarsak maçı baştan kaybederiz. O zaman Galatasaray maçında takımına şerefsiz bir mağlubiyet aldıran Ziko gibi hayattan kovuluruz. Taraftara kan kustururuz. Tekrar rica ediyorum, duygusallığı bırakalım. Gülten Akın bir şiirinde
“Yalnızlığı Tanrıya bırakalım
Hüzün gecelere mahsustur”
diyor. Biz, hem toplum içinde yaşayacağız, hem insan kardeşlerimizle beraber olacağız, hem de dikkatli olmayı, tedbiri, ihtiyaı, uyanık olmayı unutmayacağız. Tarhana çorbasına kırmızı biber, şehriye çorbasına karabiber, sütlaca, muhallebiye tarçın koyacağız. O zaman ağzımız bayram yapacak. O zaman Şenay’ın dediği gibi hayat bir bayram olacak, o zaman “sev kardeşim” diyeceğiz, o zaman “elini ver bana” diyeceğiz. Ben, bu ayrımı en güzel şekilde yapacağına bütün kalbimle inanıyorum. Çünkü sen tertemiz, pırıl pırıl, eşi emsali nadir görülen müstesna insanlardan birisin. Lütfen, görev başına...
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Onun ve Hakk'a Göçen Ailesinin Aziz Ruhlarına Fatihalarla.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]