Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Hayırlı Cumalar.
Gönderen : Sabri Babadan Mesaj
Tarih : 11/5/2021 12:07:03 PM


.

İNSANLARLA DAHA GÜZEL İLETİŞİM KURABİLMEK İÇİN SABRİ BABA'DAN TAVSİYELER

Muhterem Sabri Tandoğan Büyüğümüzle sohbetlerden...

Sohbette bulunan bir Gönül Dostu soruyor

- Efendim bizim bir Kur’an-ı Kerim grubumuz var. Oradaki bazı hanımlar bir şeyden hoşlanmıyor, diyorum ki Kur’an-ı Kerim’i okuduk ama bakalım Rabbimiz bize ne diyor, anlamına bakalım diyorum. Bu hoşlarına gitmiyor. Bu durumda ne yapılabilir?

S.Tandoğan Hz.:

- Yavrum onun hayata bakış açısı, kültürü, görgüsü, bilgisi o kadar. Ona, “Böyle şey olmaz” demekle hiçbir sonuç alamazsın yavrum. Bir düşman kazanırsın o kadar. Halbuki diyeceksin ki, “gel kardeşim, bizde bir bulgur pilavı yiyelim.” Farz-ı Muhal. “Ben sana buyur bir beyaz tatlı yapayım. Ben sana bir biber dolma yapayım,” diyeceksin. Şunu unutma yavrum, en güzel anlaşmalar yemekte oluyormuş. Mesela Amerika’da yemeksiz hiçbir toplantı olmuyor. Mesela dev şirketler, katirilyonluk şirketler birleşecekler farz-ı muhal, yeni bir fabrika kuracaklar, yeni bir iş alanına el atacaklar, hemen lokantada birleşiyorlar. Bu yemekte ne varsa...

Bir Gönül Dostu- Efendim bunun sırrı nedir?

S.Tandoğan Hz.:

- Yavrum yemek yenince insanlar yumuşuyor, rahatlıyor, gevşiyor. Daha rahat düşünüyor. Önyargılarından kurtuluyor. İdefikslerinden (saplantı) kurtuluyor. Daha objektif düşünmeye başlıyor. Onun için sen bu işi önce sofrada yap yavrum. Yediniz, içtiniz. Sonra yavaş yavaş konuyu açacaksın. Bazı İslam’ın büyük düşünürlerinden bahsedeceksin. Mesela Mehmet Akif diyeceksin, mesela Elmalılı Hamdi Yazır diyeceksin, önce Kur’an-ı Kerim’i okuyacaksınız, sonra, acaba Allah bize ne Diyor, Allah’ın bizden İstediği nedir, Beklediği nedir? Hani biz böyle kör hafız gibi okumakla elimize ne geçer? diyor denir. Böylesi ancak mezarlıkta olur. Ama biz, gelin, Mehmet Akif’in dediği gibi, Elmalılı Hamdi Yazır’ın dediği gibi, Hasan Basri Çantay’ın dediği gibi, acaba Cenab-ı Hak bize ne buyuruyor. Bizden Bekledikleri nedir? diyelim. E biz bunu nereden öğreneceğiz? Kur’an-ı Kerim’den öğreneceğiz.

Böyle bir başlangıç yapacağız:

Sakın yavrum, sen sen ol, hiç kimseye hayatta, “Kardeşim sen yanlış düşünüyorsun” deme yavrum. O sana düşman olur ve hiçbir zaman istediğin neticeyi alamazsın. Daima senin dediğin de doğru, senin dediğinde de büyük hakikat payı var, amaa işin şurası da var, gibi. Mesela Danıştay’da, hatta Danıştay tarihinde, en çok muhalif kalan üye bendim. Ama hiç kimseyle münakaşa etmedim. Hiçkimseye küsmedim, darılmadım. Nasıl yapardım bu işi? Herkesi saygıyla dinlerdim, edeple dinlerdim, dinlerdim. Herkesin konuşması bitince, el kaldırırdım, “sayın başkanım,” derdim, “müsaade edersiniz benim de bir çift sözüm var.”. Buyrun Sabri Bey, derdi, başlardım. Arkadaşlarım çok güzel fikirler ileri sürdüler, hepsini saygıyla dinledim, hürmetle dinledim, acaba olaya şöyle de yaklaşılabilir mi?.. Girişe bak! Kim buna hayır diyebilir? Şu girişteki yumuşaklığa bak. Demin getirdikleri laz böreği gibi, yumuşacık böyle... Ondan sonra çok saygılı, edepli bir dille fikirlerimi anlatırdım, başkan oya sunardı, bu sefer herkes benim tarafıma dönerdi. Olay bu. Maksat bağcı dövmek değil, üzüm yemek. Ben de fikrimi böyle yumuşacık kabul ettirirdim. Oldu bittiii. Hayatın inceliği bu.
Sen sen ol, kimseye “Kardeşim sen yanlış düşünüyorsun” deme. Düşman olur sana ve ondan sonra da söylediğin hiçbir sözü kabul etmez o. Çünkü bir kere sen onun egosunu ayağa kaldırdın. “Sen bilmiyorsun” dedin, “sen cahilsin” dedin.

Bilmiyorum içinizde hiç dinleyen var mı? National Geographic kanalında bir adam var. Köpeklere Fısıldayan Adam diye. Amerika’da, köpek psikoloğu. Diyeceksin ki köpeğin psikoloğu mu olur? Oluyor. Ve müthiş para kazanıyor bu işten. Köpeğini terbiye edemeyen, köpeği ile başa çıkamayan herkes bu adama telefon ediyor, yardım istiyor. Bu da geliyor yardım ediyor, böyle çantayla para kaldırıyor. Ben bu adamın birkaç programını dinledim. YaRabbi, tüylerim ürperdi. O kadar kendini köpeklerin incelemesine vermiş ki bu adam. Önce diyor, işe köpeğe saygı ile başlayın, diyor. Siz, köpeğinize saygı göstermediğiniz sürece, kat’iyen onu yola getiremezsiniz diyor. İlk iş köpeklere saygı göstermek. E müsaade et de adam köpeklere saygı gösteriyor, biz de insanlara saygı gösterelim yani...

Bu iş böyle yavrum. İnsanlara saygı göstereceğiz yavrum. Hangi insanlara? Bütün insanlara! Yedi milyar insana. İstisna? İstisna yok. Ya düşmanlarımız? Bizim düşmanlarımız yok ki yavrum. Biz herkese dostuz. Herkes bizim kardeşimiz. Bizim düşmanımız yok yavrum. “Düşmanımız kindir” diyor Yunus Emre. Biz O’ndan iyi mi bileceğiz?

Bir Gönül Dostu

-Efendim heyette muhalefeti nasıl yapıyordunuz bir daha söyleyebilir misiniz?

S.Tandoğan Hz.:

- Diyordum ki, “Muhtelif arkadaşlarımız çok güzel fikirlerini ileri sürdüler. Onları zevkle, saygıyla, edeple dinledim. Benim de şöyle bir düşüncem var, acaba müsaade ederseniz arzedebilir miyim.” Evvela onlara bir yağ var bal var yaptık yavrum.

Hayat böyle yavrum. Böyle burnunun dikine gitmekle, sen bana düşmansın, ben seni sevmiyorum demek eşekçe bir şeydir yavrum. Hiçbir şey kazandırmaz insana. Hz. Ömer diyor ki, “Farzet ki bir insanın sana on birim düşmanlığı var, sen bunu sekize indirebiliyor musun, işte asıl başarı budur.” Yani biz düşmanımızı bile imkân nispetinde yavaş yavaş dost etmeye çalışacağız yavrum. Düşman diye bir kavram yok. Başkaları bize düşmanlık besleyebilir. Onların bileceği iş. Ama biz herkesin dostuyuz. Herkes bizim canımız, kardeşimiz. Mesele karşımızdaki insanı yanımıza almakta...

Sabri Tandoğan
Makamı Ali Olsun.
*Selamlar, rahmet bereket, esenlik dolu cumalar.*

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]