Konu : Güneş Tutulması hk.
Gönderen :
Siteden
Tarih :
12/4/2021 9:27:01 AM
.
BUGÜN YAŞANACAK GÜNEŞ TUTULMASI HK.
SAYGIDEĞER DOSTLAR,
Selamlar. Bugün, 4 ARALIK cumartesi sabah Ankara için 10:20, İstanbul için 10:40 (doğu illerimiz için daha erken saatte olmak üzere ve bu saatler etrafındaki zaman diliminde güneş tutulması yaşanacaktır, güneş tutulmaları ile dünyamıza akan hayat enerjisinde kesinti oluştuğundan biz farkında olmadan evrendeki ve bedenimizdeki bütün zerreler bundan etkilenmekte ve bütün evren için yeni bir süreç başlamaktadır. Bu nedenle iki rekat namaz kılıp hem kendimiz hem de ülkemiz için zararlarından korunmak üzere dua edilmesi ve mümkünse sadaka verilmesi (unutmayalım ki güler yüz de bir sadakadır) tavsiye ediliyor. Bu namazı Peygamber Efendimiz Aleyhisselatu Vesselam Hazretleri de kılmış ve kılınmasini tavsiye Buyurmuştur. Hayırlara vesile olması Niyazi ile...
Güneş Tutulması - Küsuf Namazı
(Bugün saat 10:40 da. Bir saat öncesi ve bir saat sonrası zaman diliminde sessiz, sakin ortamda ibadetle, zikirle meşgul olmak öneriliyor. 09:40-11:40 arası.)
"Rasûlüllah (s.a.s) iki rek'at namaz kıldı ve rek'atlarda ayakta duruşları (kıyamı) uzun yaptı. Sonra geri döndü, güneş açılınca da şöyle buyurdu: "Bunlar, Allah'ın kendisiyle kullarını korkuttuğu belgelerdir. Bu gibi mucizeleri gördüğünüz zaman, farz namazlardan en yeni kıldığınız namaz gibi namaz kılınız"
Peygamber Efendimiz'in zamân-ı saâdetlerinde güneş tutulmuştu. Zât-ı Risâletleri kalkıp insanlara namaz kıldırdılar. Kıyâmda o kadar çok kaldılar ki, âdetâ rükûya varmayacak da hep ayakta duracak zannedildi. Sonra rükûya vardılar ve uzun müddet başlarını kaldırmadılar. Arkasından doğruldular, fakat mûtadın üzerinde ayakta durdukları için secde etmeyecekleri intibâını verdi.
Nihâyet birinci secdeye vardılar. Lakin başlarını secdeden hiç kaldırmayacakları zannediliyordu. Daha sonra doğrulup oturdular. Bu oturuşları da uzun sürdü. Mübârek başlarını kaldırmayacakmışcasına kapandıkları ikinci secdeye vardıklarında, acı acı nefes alıp veriyor ve göz yaşları dökerek ağlıyordu:
"Yâ Rabbî! Ben aralarında olduğum müddetçe ümmetime azâb etmeyeceğini bana vâdetmedin mi?! Yâ Rabbî! Onlar sana tevbe ve istiğfâredip yalvardıkları müddetçe ümmetime azâb etmeyeceğin husûsunda bana söz vermedin mi?! İşte bizler kapına geldik senden affımızı diliyor ve sana yalvarıyoruz!"
Bu minval üzere iki rek'at namaz kılıp bitirince güneş bütün parlaklığıyla gözüktü. Arkasından Hz. Peygamber minbere çıkarak ashâbına vecîz bir konuşma yaptı. Konuşmasında Allâh Teâlâ'ya hamd ü senâ ettikten sonra şöyle buyurdular:
"Güneş ve ay Allâh'ın varlık ve birliğine delâlet eden alâmetlerden sâdece ikisidir. Şâyet bunlar tutulursa, duâ edin, Cenâb-ı Hakk'a yönelip ona ilticâ edin, Allâh'ın büyüklüğünü hatırlayın, namaza durup Allâh'ı zikretmeye koyulun ve sadaka verin..." (Bkz. Buhârî, Küsûf, 2, 4)
|