Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : İnsan yetiştirmek.
Gönderen : Sabri Babadan Mektup
Tarih : 12/16/2021 1:18:31 AM


.
İNSAN YETİŞTİRMEK
İnsan Yetiştirmek
Gece İstanbul’dan bir telefon geldi. Eczacı olduğunu söyleyen bir okurum “Efendim,” diyor, “lisede okuyan bir kızım var, bir türlü kızım üzerinde etkili olamıyorum. Ne söylesem nafile. Bildiğini okuyor. Söylediklerim bir kulağından giriyor diğer kulağından çıkıyor. Başına buyruk. Bu duruma, üzüldüğüm oluyor hatta, zaman zaman ağlıyorum da. Elimden bir şey gelmiyor. Ne yapmam gerek? Bazı psikologlarla görüştüm. Bir sonuç alamadım. Sizin muntazam konuşmalarınızı dinliyor, yazılarınızı okuyorum. Size inanıyorum. Lütfen bana bu konuda yardımcı olur musunuz? Ne yapmam gerek? Nasıl bir tavır takınmam icabediyor, cevabınızı bekliyorum.”
Değerli okurum, söze başlamadan önce bir hususu belirtmeme müsaade etmenizi rica ediyorum. Eminim, anlatacağım anekdotu siz de biliyorsunuz, bu satırları okuyacak herkes de biliyor ama, sadece bilmek yetmiyor ki. Bazı gerçeklerin kitap sayfalarından, gazete sütunlarından çıkıp hayata intikal etmesi gerekiyor. Olay şu: Bugün bazı aklı evvellerin, çok bilmişlerin yok saymaya çalıştıkları Hanefi mezhebinin kurucusu büyük alim, büyük veli İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretleri’ne genç bir anne çocuğuyla beraber gelir. “Efendim,” der, “size yalvarıyorum, bana yardımcı olun. Bir aya yaklaşıyor, af buyurun çocuk ishal. Yemiyor, içmiyor, sararıp soluyor. Gitmediğim doktor kalmadı, ne olur bir dua edin, yavrum iyileşsin.” İmam-ı Azam Hazretleri tefekküre dalar, sonra kadına döner: “Şu kadar süre sonra çocuğu tekrar getir.” der ve kadını uğurlar.
Sürenin bitiminde kadın çocuğuyla beraber tekrar gelir. Ebu Hanife Hazretleri çocuğu yanına oturtur. Saçlarını okşar, elini omzuna koyar, tatlı, yumuşak, sevgi dolu bir sesle, “Yavrum,” der, “hatırım için, lütfen, bir süre bal yeme.” Çocuk hemen cevap verir, tebessüm ederek “Peki amca,” der, “söz veriyorum, yemeyeceğim.” Onun üzerine genç anne biraz asabileşir, “Yani efendim,” der, “anlayamadım. Çocuğun fazla bal yemekten ishal olduğunu biliyordunuz, biz bir türlü laf dinletemedik, siz güçlü kişiliğinizle bir tek cümlede çocuğu ikna ettiniz, neden ilk gelişimizde bu sözü söylemediniz? Bu kadar zaman bana ıstırap çektirdiniz?” İmam-ı Azam Hazretleri tebessüm ederek kadına döner, “Haklısınız yavrum,” der. “Siz ilk geldiğiniz zaman ben de hergün bal yiyordum. Kendim hergün bal yerken, hergün bal yiyen yavrunuza yeme, desem etkili olamazdım ki. Size verdiğim mühlet içinde kendi kendimi sınavdan geçirdim. Acaba bal yemeden durabilir miyim, diye bekledim. Baktım oluyor, onun üzerine çocuğa, bal yeme yavrum dedim. İnsan kendi yapmadığı, yapamadığı işleri başkalarından beklerse sonuç alamaz.”
Sayın okurum! Bizim en büyük yanılgılarımızdan biri, bir takım direktifler vermekle, konuşmakla, şöyle yap, böyle yapma demekle her şeyin halledileceğini sanmamız. Gönülden gelmeyen, daha önce yaşanılmayan, uygulaması olmayan sözlerin hiç ama hiç etkili olamayacağını bir bilsek, bilebilsek… Kendisi sigara içen bir anne çocuklarına sigaranın zararları hakkında uzun uzun nutuklar atsa, bir takım bilimsel gerçekleri dile getirse, faydası olur mu sanıyorsunuz. Kendisi hergün içki içen bir baba, oğluna içkinin zararlarını uzun uzun anlatsa, ne etkisi olur ki. Çocuk dinler dinler, sonra bıyık altından güler, kendi kendine “Yahu,” der, “benim babam ne kadar samimiyetsiz, içi başka dışı başka bir insan… Madem içki bu kadar zararlı da kendisi niye içiyor? Söylediğini mi inanayım, yaptığına mı?” Anadolu halkının binlerce deneyiminden sonra, “İmamın yap dediğini yap ama gittiği yoldan gitme”, sözünde ne kadar acı, üzücü, ağlatıcı bir gerçek vardır.
(...devam edecek)
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]