Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sabri Baba ile hatıralar.
Gönderen : Fatmagül
Tarih : 12/17/2021 10:50:45 AM


.
SABRİ BABA İLE HATIRALAR, GÜZEL GÜNLER, EŞSİZ SOHBETLERE SELAM...
Mektup-Cevap
Merhaba Efendim,
Satırlarıma başlamadan evvel hürmetle ellerinizden öpüyorum.Cümle dostlara selam...Sevgi...Saygı...
"Ve bir yığın hatıra bıraktınız geride"...İstanbul'a gelişiniz ve dönüşünüz arasındaki zaman,bir an kadar kısa;Bir yıla sığmayacak kadar dolu ve bereketliydi.Varlığınızla aydınlandık,nurlandık...Zaman durmuş,kelimelerle anlatılamayacak kadar farklı ve güzel anlara bırakmıştı yerini..Mümkün olsaydı...!O anlarda yaşanan güzellikleri yakalamak, satırlara aktarmak,tüm dostlarla paylaşmak isterdim.
Birbirinden güzel sohbetler,yeni kurulan veya tazelenen dostluklar,Allah rızası için bir araya gelen insanların,sanki kırk yıllık dostmuşçasına biribirine duyduğu sevgi,saygı ortamında oluşan manevi atmosfer içinde yaşanan altın zamanlar...
İnsan sizin yanınızda,her an yeni birşeyler öğrenme ve keşfetme şansına sahip oluyor.Başlı başına bir okul oluyorsunuz...Fakat sizin olağanüstü dikkatiniz,uyanık haliniz...Her an yeni keşif ve tahlilleriniz karşısında hayret ve şaşkınlıktan yorgun düşüyorum.Hiçbirşey gözünüzden kaçmıyor;Ve gerektiği an müdahele ediyorsunuz..An-i vahit'te...
Birgün İstanbul'da en sevdiğiniz mekana ,Fenerbahçe TCDD Sosyal Tesisine girerken ,merdivenlerin sol tarafında çimenlere uzanmış siyah,beyaz renkli küçük bir kedi uzanıyordu.Biz merdivenleri çıkarken ,daha büyük ve irice bir kedi yanına yaklaştı minik kedi korkarak uzaklaştı...Diğeri kovaladı...Bu benim için sıradan bir olaydı.O an siz sinirlendiniz o küçük kediyi kovalayan kediye doğru hamle yaptınız...Fatmagül ,şuna dersini ver...vur,tekmele vebali bana dediniz...Dediğinizi yaptım.İkiside kaçtı.Ben hala bir anlam verememiştim.Sonra küçük kedi bir ağaca tırmandı...ağaçların yaprakları arasına gizlendi.Diğeri onun peşinden sinsice ağaca tırmanmaya başladı ...O an meseleyi anladım. AAA...Bu tecavüzcü dedim.Taş aradım ...bir tane fırlattım.Kediyi kurtardım.Ama tekrar geldi ...Bu sefer bir şişe su geçmişti elime biraz ıslattım ama tekmeleyemediğim için çok üzüldüm...Hep onu gözledim .Zavallı küçük kedi o ağaçtan inemedi...Tecavüzcüler birken iki oldu...Ve o gün ben boyuna tecavüzcü kedileri kovaladım...Epeyce de gülmüştük...Ben kendimi Bizans Ordusu karşısında Cüneyt Arkın gibi hissetmiştim...Sanki Tecavüzcü Coşkun'la çarpışıyordum...
İyi ve güzel olanı takdir ediyor,kötü ve çirkin olanada hak ettiği dersi veriyorsunuz...Birlikte gittiğimiz bir Restaurant'da domates ve göbek salata güzel değildi...Beğenmediniz ve yemediniz...Görevliyi çağırıp,çok tatlı bir üslupla onu uyardınız...Hayattan alınmış canlı öyküler anlattınız...Ve onlara iyi bir Restaurant işletmeciliği dersi verdiniz...Onlar da sizi zevkle,dikkatle ve saygı ile dinlediler...İkinci gidişimizde,en güzel domatesler seçilmiş ve sunulmuştu.İlgi ve dostluk ile beraber...Düşündümde bir çoğumuz önümüze ne gelirse yiyoruz...Eyvallah..diyoruz...Acaba kaç kişi bu medeni cesareti gösterebilir...Toplumu daha mükemmele götürecek bu uyarılar küçümsenmemeli...Toplum olarak duyarsızlaştığımız bu çağda asrın gösteriş budalası firavunlarına verdiğiniz dersi ise hiç unutmayacağım.
O gün Belçika'dan gelen Nuray kardeşimiz, Kazım Karabekir Kültür Merkezin'de Cemal Nur Sargut Hanımefendinin sohbeti olacağını haber vermişti.Orada buluştuk..Sohbet çok güzeldi...Allah Aşkını çok güzel dile getirdi...Sohbetin sonunda,Her gittiğimiz yerde olduğu gibi,hayranlarınız etrafınızı sardı...Sizinle görüşmek ,sohbet etmek isteyenler oldu...Fenerbahçe sosyal tesisine gitmeye karar verdik.Hep birlikte Fenerbahçeye doğru yola koyulduk.Epey kalabalık bir grup peşimizden geldi.Bunların içinde ses sanatçıları ve yazarlarda vardı.
Fenerbahçe TCDD Sosyal Tesisi sizin çok sevdiğiniz,dinlendiğiniz bir mekan..Oraya adımımızı atar atmaz ,cennete girmiş gibi oluyoruz. Siz de sık sık "Acaba cennettemiyim burası cennetmi? diyorsunuz...Manzarası çok güzel...Ufku geniş...Deniz üç yandan bizi kucaklıyor...Nereye gidersek gidelim, hiçbir yer bize oranın verdiği huzuru,hazzı,güzelliği veremiyor. İlle Fenerbahçe...Bazen şöyle diyoruz...Acaba burası İstanbul'un en güzel köşesi mi? Ayrıca insana huzur ve inşirah veren bir atmosferi var.Hikmetini çözemediğimiz bir sır var burada...
Siz yanımızda olunca bizim için heryer cennet...Laf lafı açıyor. Geçen gün yeni tanıştığımız bir hanım bizi Malta Köşküne davet etmişti.Orada öğle yemeği yenildi.çayiçildi sohbet edildi.. Arka masada oturanlar da dikkatle sohbetimizi dinliyorlarmış. Biz kalkarken hürmetle selam verdiler,sohbetinizden bizde istifade ettik dediler...O sırada karşı masadan bir hanım yaklaştı Srilanka da oturduğunu sohbetlerinizden istifade ettiğini ve birlikte fotoğraf çektirmek istediğini söyledi...Ellerinizden öptü...Sonra kalktık Fenerbahçeye geldik..Sanki evimize gelmiş gibi rahatladık.Nefes aldık.Dinlendik...OHHH...BEE ...dedik ne Malta Köşkü, ne Fethi Paşa Korusu...Ne boğaz...En güzeli burası...
Üç cepheden kucaklayan manzarası,geniş ufku ile,insan ruhuna tesir eden bir konumu var.Sahili okşarcasına vuran dalgaların sesi,esen tatlı meltem rüzgarı ve martıların muhteşem estetik uçuşları...Ufukta yelkenlilerin gelin kızlar gibi süzülmeleri...Adaların estetik görüntüsü ardında sisler arasında bir hayal gibi silueti görünen Yalova,Çınarcık...Akşama doğru,hafif kırmızımsı bir renk armonisi içinde bizi alıp bir masal iklimine taşıyor...Ve bu iklimde ,şiirler,şarkılar,sohbetler...Eh..Cennette değilsek ya nerdeyiz...
Neyse konuyu dağıtmadan...O günde kalabalık bir grup halinde Fenerbahçe'ye geldik.Aramızda Rabia Chrıstıne Brodbeck de vardı...Çok muhteşem bir gündü...Sohbet harikuladeydi...Türk Müziğinin en güzel şarkıları,Türk Edebiyatının en güzel şiirleri,mısraları terennüm ediliyor,tasavvuf,tarih,güzel sanatların her alanından bahsediliyor...Her anı birbirinden farklı ve güzel inci dakikalar..Zaman içinde zaman,mekan içinde mekan yaşanıyor...Belki herkes içinden,benim gibi,bir daha bu güzellik yaşanmayacak...O sadece bu ana mahsus..Diyordu...Gülten Akın'ın mısraları bilincime ulaşıyordu..."Bu hava yalnız bu akşam üstünündür"....Dr. Nermin Hanım konuklarımıza meşhur Erenköy simidi,,börek ,çörek ,ayran ikram ediyordu.Birde helva...Tam o sırada,aşağıdan kulak tırmalayan bir gürültü geldi..Akşama düğün varmış,prova yapıyorlarmış...Müzik adına işlenen cinayet ...Berbat bir müzik...En yüksek tonda ...O kadar rahatsız edici ki... Bir kaç kez sesi kısın diye uyarıda bulunmamıza rağmen,şehir magandaları dinlemedi ..İnadına şamatalarını arttırdılar...Siz öfkeden yerinizde duramıyordunuz...Fatmagül, Allahaşkına git yetkili birine söyle şunu kessinler...Dediniz..Daha birkaç adım atmıştım ki...Dayanamadınız...Gür sesiniz Fenerbahçe'yi çın çın çınlattı..."Kesin şu gürültüyü..Sizi dinlemeye mecburmuyuz...."Anında ,ses kesildi...Çıt yok..Tekrar bağırdınız...Tertemiz yüreğinizin tüm aydınlığı ve saflığı ile..."Bizi rahatsız etmeye ne hakkınız var"...73 yaşında,ilaçlarla ayakta durmaya çalışan, ama cesur yüreğe sahip bir adamın, şımarık,züppe, kendini müzisyen sanan 4 insan azmanına meydan okuyuşu idi bu ses..Epeyce şeyler söylediniz..Karşı taraf önce diklendi. Siz ses tonunuzu daha da yükselterek..."Ukalalık etmeyin,gelirsem sizi ayağımın altına alırım"diye haykırdınız.Anneee...ödüm patladı. Ya gelirlerse..Siz onları nasıl ayağınızın altına alacaksınız ki...4 tane insan azmanı...Sizin ayakta duracak haliniz yok...Neyse...Baktım ,pustular,başlarını omuzlarına gömüp seslerini kestiler...Ohh..derin bir nefes aldım. Herkes hayret ve şaşkınlık içindeydi.Bize,yani masadakilere döndünüz...Kimbilir? Belki içimizden geçenleri okudunuz...İşaret parmağınızı uzatarak; "Tasavvuf, herşeye boyun eğmek, eyvallah demek değildir.Tasavvuf,gerekirse ölümü göze almaktır...Haksızlık karşısında susan dil şeytandır.Peygamber Efendimizde gün oldu,kılıncını kuşandı harbe gitti." dediniz...
Herkes gürültüden rahatsız olmuş, ama kimse tepki göstermemişti. O gürültüyü yüzlerini, gözlerini buruşturarak, kulaklarını tıkayarak sineye çekmiş...Biribirlerine söylenmekten öteye geçmemişlerdi...Burada hepimize tarihi bir ders vermiştiniz... Ve sohbetimize kaldığımız yerden devam ettik...O grupta bulunan bir hanım, herkesi Büyük adaya, evine davet etti...
Hay Allah vakitte epey ilerlemiş...Nasip olursa...Arkası yarın diyelim...Efendim, Satırlarıma şimdilik son verirken hürmetle ellerinizden öpüyor, sevgi ve saygı ile sizi ve cümle dostları kucaklıyorum...Kusur ettiysem bağışlayın...Müsaadenizle...Hayırlı günler...

Fatmagül
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :

Sayın Fatmagül Hanım,

Kıymetli yavrum, güzel duygularını, izlenimlerini ne güzel anlatmışsın. Seni kutluyorum. İnşallah devamını da okuruz.

Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhlarına Fatihalarla...

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]