Sayın Özden Çiçek,
29.6.2007 tarihli mailinizi aldım.
Efendim, gönderdiğiniz mail yine inanılmayacak kadar güzel. Yine bu maili yeryüzündeki bütün insanlara ulaştırmak isteğini duydum. O kadar önemli bir konuya değinmişsiniz ki üzerinde ne kadar durulsa yine azdır. Peygamber Efendimizin bir Hadisi var: “Y a hayır söyle, yahut sus” buyuruyor. Mes’ele burada. Biz, hep hayrı söylemekle yükümlüyüz. Bizim dilimizden negatif kelam çıkmayacak, negatif düşünmek bize yasak. Nerede olursak olalım, hangi şartlarda yaşarsak yaşayalım daima müspet düşünüp, müspet konuşacağız. İnsanlar konuşmalarıyla ve düşünceleriyle kendilerini ya hayra, iyiliğe, sağlığa götürüyorlar, yahut hastalığa götürüyorlar negatif düşünerek ve negatif konuşarak. Bir insan hiç kendi kendinin kötülüğünü ister mi? Negatif konuşan ve düşünenler işte bunu yapıyorlar. Kendi mutsuzluklarını, kendi başarısızlıklarını yine kendileri hazırlıyorlar. Hep aynı noktada dönüp durmak kendimize yapacağımız en büyük zulüm değil midir? Falanca niye bu hareketi yaptı? O yaptıysa sen de gardını alırsın. Ama bunu fikri sabit haline getirmek, her gittiği yere götürmek hamallık değil midir? Acaba niye bu hamallığa talip oluyoruz? O zaman bizden daha aptal, daha geri zekalı kim oluyor bir düşünsek. Önemli olan hayattaki olaylar değil, o olaylar karşısında bizim takınmış olduğumuz tavırdır. Şunu kabul etmek gerekir ki hayatta iç kimse herkes tarafından kabul görmez, sevilmez, sayılmaz. İnsanlık tarihinde bunun bir tek istisnası yoktur. Peki, aynı durum bize yapılınca niye küplere biniyoruz, niye çılgına dönüyoruz? Yapılacak iş sadece olayı sükunetle müşahede etmek, ve işi Allah’a havale etmektir. “Allah’ım, Sen de biliyorsun ki benden nefret eden, benden tiksinen o insanlara karşı ben sadece sevgi ve saygı duydum. Elimden geldiği kadar onlara yardımcı oldum, hizmet ettim. Ve bütün bunları Senin rızan için yaptım. Artık bu noktadan sonra bana söz düşmüyor. Yapacağım hiç birşey kalmadı. Allah’ım olayı sana havale ediyorum, Sen adaletinle hükmünü ver, gereğini yap”.
İşte efendim, bütün mesele bundan ibaret. Olay bu kadar. Aksi hareket edersek kendimizi ebedi huzursuzluğa, ebedi mutsuzluğa mahkum etmiş olmaz mıyız? O zaman bize de yazık olmaz mı?
Efendim, sonsuz sevgi ve saygıyla sizi, değerli eşinizi, kıymetli yavrularınızı selamlıyor, dualarınızı bekliyorum.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Görevimiz bütün insanlara karşı sadece sevgi ve saygı Yazan Özden Çiçek
Cvp: Görevimiz bütün insanlara karşı sadece sevgi ve saygı Yazan Sabri Tandoğan