Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Gelin sevgi ve saygıyla birbirimiz anlamaya çalışalım.
Gönderen : Sabri Babadan Mektup
Tarih : 1/14/2022 9:57:05 AM


.
SABRİ BABA'DAN MEKTUP
GELİN SEVGİ VE SAYGIYLA BİRBİRİMİZ ANLAMAYA ÇALIŞALIM
Kıymetli yavrum,

Kâinatın en büyük şairi Yunus Emre, bir şiirinde

“Tehi görme kimesneyi, hiç kimesne tehi değil”

der. Hayatta boş, anlamsız insan yoktur. Dünyaya gelen her insanın bir yaratılış nedeni vardır. Ve her insanda başkalarında olmayan güzellikler vardır. Önemli olan insanı sevmek, ona saygı duymak ve onu anlamaya çalışmaktır.

Gördüğüm şu: İstisnalar dışında bugün ne yazık ki memleketimizde insan bilinmiyor, tanınmıyor, anlaşılmıyor. Hep önyargılarla hareket ediyoruz. Ve bu hatalı davranış nesiller boyu devam ediyor. Elli yıldır boşanma davalarını incelerim. Ne yazık ki evlilik gibi kutsal, büyük, yüce bir müessese bile bu ön yargıların kurbanı oluyor. Daha nikah memurunun önünde başlıyor bu dram. Anladınız tabi, ayak basma hikayesi. Hayatta bu kadar korkunç, iğrenç bir hadise hatırlamıyorum. Zavallı gençler, birbirlerinden göre göre bu insanlarda değil hayvanlarda bile görülmeyecek olan rezil geleneği devam ettiriyorlar. Sebebini soruyorsunuz, kim kimin ayağına basarsa evde onun borosu öter diyorlar. Yapmayın Allah aşkına. Bırakın bu kepaze adeti. Utanç duyuyorum, yüzüm kızarıyor. Evliliğin eşiğinde olan iki genç birbirlerinin üstünde titremeleri gerekirken bu kabalık, bu hoyratlık nereden geliyor?

Eskiden gençler evliliğe girerken ilk gece düğünden sonra odalarına çekilirlermiş. İlk olarak birbirlerine su döküp abdetst alırlarmış. Sonra beraber seccadelerini serip iki rekat namaz kılarlar, dua ederlermiş. "Allah’ım" derlermiş, "aşkımızı ebedi kıl. Bu dünyada da öbür dünyada da hep beraber olalım. Sevgimiz, her gün biraz daha çoğalsın, büyüsün, yücelsin."

Yarabbi, nereden çıktık, nereye geldik. Batılılaşıyoruz, çağdaşlaşıyoruz derken batının ne kadar pis, iğrenç, kokuşmuş, dejenere olmuş, rezili çıkmış adeti varsa hepsini aldık. Ama ne yazık ki batıdaki bilim, felsefe, güzel sanatlar, teknik semtimize bile uğramadı. Onların yüzüne bile bakmadık. Unesco geçen yıl dünyada bilimsel araştırma yapan beş yüz üniversiteyi saydı. Bu sıralamada Afrika ülkeleri bile var. Ne yazık ki bir tek üniversitesi yok. Aklı fikri siyasette, laf cambazlığında olan sayın rektörlerimiz, dekanlarımız bilimsel çalışmalara önem vermediler, değer vermediler, katkıda bulunmadılar. Ve işte yamyamlardan bile aşağı duruma düştük. Bu durum beni fevkalade üzüyor. Utanç duyuyorum. Yüzüm kızarıyor. Ama çevreme bakıyorum da kimsenin umurunda bile değil.

Aileler benim dediğim olacak, senin dediğin olacak diye birbirine giriyorlar. Hergün kavga, döğüş, her gün münakaşa. Öyle bir hale geliyor ki modern ailelelerde herkes bu hapishaneden kaçıp, kurtulmak istiyor. Benim evliliğim kırk dört yıl sürdü. İki yıl önce eşim "Rahmet-i Rahmana kavuştu. Bu kırk dört yıl içinde bir kere bizim evde münakaşa olmadı. Değil bir tek gün bir tek dakika bile birbirimize kırılmadık, darılmadık. Aşkımız hergün biraz daha çoğaldı. Büyüdü, yüceldi, ve biz çağımızın en güzel, en muhteşem evliliğini yaşadık. İnşallah mana aleminde de beraber oluruz. Sebep? Evliliğe başlarken bir mukavele yaptık. Dedik ki, “Bu evde ne senin dediğin olacak, ne benim dediğim olacak. Sadece Allah’ın ve Peygamberin dediği olacak” ve bir masal alemi, bir rüya alemi o andan sonra başladı.

Yunus Emre bir şiirinde

“Hiç kimse bilmez bizi, biz ne işin içindeyiz”

diyor. İnsanoğlu bir meçhulden geliyor, bir meçhule gidiyor. Atila İlhan

“Anladım imkansız şey bir insanın bir başka insanı anlaması”

diyor. Necip Fazıl bir adım daha ileri gidiyor

“Aynalar, söyleyin bana, ben kimim?”

diyor. Bir Kudsi Hadiste “Ben insanın sırrıyım, insan Benim sırrım” buyruluyor. Biz, gecemizi gündüzümüze katıp olanca gücümüzle insanı tanımaya çalışacağımız yere önyargılarla hareket ediyor birbirimizin ayağına basmak için fırsat kolluyoruz. Gelin bu ön yargıları, bu ilkellikleri bırakalım. Birbirimize sevgiyle saygıyla yaklaşarak birbirimizi anlamaya çalışalım.

Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan (1934-2015)
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.
*Selamlar, huzur, bereket ve esenlik içinde geçecek hayırlı cumalar.*

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]