.
SÜKUT OLSUN SANA TEVHİD
Soru-Cevap

Efendim hayırlı akşamlar,

Sizin bir yazınızda Kenan Rıfai Hz’nin “Sükut olsun sana tevhid” sözünü okudum. Sükut etmekle tevhid arasındaki ilgiyi nasıl anlamalıyız biraz açarsanız memnun olurum.



Sağlık, huzur ve hayırlı çalışmalar diler, ellerinizden hürmetle öperim.



Semanur





Sayın Sabri Tandoğan Hz'nin cevaben yazdıkları :
*************************************************************

Sayın Semanur Hanım,

Değerli yavrum, tevhid hayatın en önemli olayıdır. Lügat manası birlemek olan tevhid hayatta bizi huzura, mutluluğa, başarıya ve güzelliğe götüren bir yoldur. Rahmetli Azize Anne bunu “Var olan Hak’dır gayrısı yoktur.” tarzında yorumlardı. Bütün mutasavvıflar tevhide ulaşmak için çalışan, bu yolda eğitim gören, çile çeken, mücadele veren kimselerdir. Bir ilahide bu durum:



“Güzel aşık cevrimizi çekemezsin demedim mi

Bu bir rıza lokmasıdır, yiyemezsin demedim mi”



Şeklinde ne güzel anlatılmıştır. Kainatın en büyük şairi büyük Yunus,



“Bir çeşmeden akan su acı, tatlı olmaya”



demiştir. Sohbetlerde “Narın da hoş, nurun da hoş” mısraı sık sık zikredilir. Yanlız tevhid ilmi kitaplardan öğrenilmez. Bir üstaddan öğrenilir. Bu güne kadar hiç kimse bu ilmi kitaplardan öğrenemedi. Tevhid ilmi yaşanarak öğrenilir. Tasavvuf dilinde buna “zevketmek” denilir. Tıpkı bir merdivenin basamakları gibi bu ilim de adım adım zevkedilir. O zaman hayat, insanlar, olaylar bambaşka görülür meşhur Gül Kasidesi’nde bu durum ne güzel anlatılır. Sümbül Sinan Hazretleri diyor ki:



“Bir pazara yolum düştü. Satan gül, satılan gül, alan gül, terazi gül, dirhemleri gül, yolları gül.” diyor. Bütün evreni Hazret bir gül bahçesi olarak görüyor. Tabi Pazar burada bir simge. İşte o zaman o teslimiyetin, o çekilen acıların, ıstırapların mükafaatı görülüyor. İnsanoğlu sonsuz bir huzur, aşk ve mutluluk içinde daha dünya hayatında yaşarken cennete kavuşuyor. Ne mutlu o güzel insanlara. Allah, bizlere de o güzelliği yaşatır inşallah.

Sükut, herşeyin başıdır. Tasavvufta alfabenin ilk harfidir. Sükut öğrenilmeden ve yaşanılmadan hiç bir yere varılamaz. Bilime ve güzel sanatlara giden yol da sükutla başlar. Gündelik hayatta sevilen, sayılan insanlara bakın, konuşmaktan çok sükut eden insanlardır. Manevi büyükler sorulmadan ağızlarını açmazlar. Soru sormak bir güzel aşamadır. Rahmetli babannemin bir sözü vardı: duymadan, düşünmeden, hissetmeden, muhakeme etmeden, mukayese yapmadan kısacası tefekkürden uzak insanları “Ver yesin, ört uyusun.” derdi. Soru sormak bir aşktır, bir heyecandır, bir güzelliktir. Tefekkürün çiçeklenişidir. Soru sormayan insanlar yediklerini hazmetmeden mütemadiyen tıkınan kimseler gibidir. Ne yazık ki günümüzde soru soranlar gittikçe azalıyor. Sitemizde yedi milyar insana sesleniyoruz. “İsteyen istediğini sorabilir. Kafasını karştıran, huzurunu kaçıran, kendisini mutsuz eden her şeyi ama her şeyi sansürsüz olarak sorabilir.” diyoruz. Pek az kimse hariç kimselerden çıt çıkmıyor. Bu halleriyle diyorlar ki biz de “ver yesin, ört uyusun” lar zümresine dahiliz. Eh, ne diyebiliriz? Mübarek olsun.

Değerli yavrum, tevhide sükutla gidilir. Bu yolda insanın yürüyebilmesi için kafasındaki bütün karışıklıkları, meçhulleri, karanlıkları sorması gerekir. Bazan kafayı karıştıran, mideyi bulandıran bir şey ömür boyu sürebilir. İnsan hayret ediyor. Neden çeşme akarken testimizi doldurmuyoruz? Bir gün o çeşmeden bir yudum su bile gelemeyeceğini niye düşünemiyoruz? Rahmetli Azize Anne “Çeşme akarken suyunuzu doldurunuz.” derdi. Bu durumda yapılacak iş Azize Anne gibi başını önüne eğip sükut etmektir.

Kıymetli yavrum, yeni maillerini bekler, selam, sevgi ve saygılarımı sunarım.


Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.