Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Güzellikleri bir özsu gibi öyle içimize çekelim ki...
Gönderen : Sabri Babadan Mesaj
Tarih : 4/6/2022 9:32:09 AM


.
GÜZELLİKLERİ BİR ÖZSU GİBİ ÖYLE İÇİMİZE ÇEKELİM Kİ ARTIK ONLAR BİZDEN BİRER PARÇA OLSUN...
"Bir gün bir galeride resimleri algılamaya, çözmeye, özüm­lemeye hazırlanıyordum. Bir ressam yanındaki arkadaşlarıyla konuşuyordu. “Fransa’dan gelirken dedi, bütün paramı röpro­düksiyonlara verdim. Modern, klâsik pek çok eser aldım. İki yıl oldu. Daha paketi açmadım.” Arkadaşı hayretle sordu, “Neden?” Cevap verdi. “Etki altında kalmaktan korkuyorum. Kendime, sa­natıma ihanetten korkuyorum. Hep kendim kalmak istiyorum.” Bu sözler beni uzun uzun düşündürdü. Matisse, Klee İslâm sa­natından etkilendi. Ne kaybettiler?

Bu etkilenme olumlu olmadı mı? Etkilenmeden korkmak ni­çin? Önemli olan bir güzelliği kendimize katmak, onu yaşamak, özümlemek değil mi? Birçok insanlardan, birçok kitaplardan, birçok tablodan etkileneceğiz tabii. Yaşadığımız temiz ve büyük sevgiler bizi etkileyecek, gezdiğimiz ülkeler, gördüklerimiz bizi etkileyecek, bir iz, bir ışık, bir güzellik bırakacak iç dünyamızda. Önemli olan bütün bunları ve daha nicelerini içimizde eritmek, kendimize, kendi dünyamıza, öz benliğimize ilâve etmek değil midir?

Duran bir bulut, uçan bir kuş, yağan bir kar, çöküp peynir ekmek yediğimiz bir taş, bütün bunlar aşkın güzelliği ile içimizde yer etmektedir. Picasso, Paris metrosunda oturup, geçen vası­talara bakarmış, pencereden gördüğü bir yüz, bazen saniyeden de az bir zaman dilimi içinde, o inanılmaz dikkati arasında için­de yer eder, sonra gider, o yüzü çizermiş. Ah efendim, her şey bizi etkiler. Güzel bir yüz, zarif bir yürüyüş, incelik dolu bir giyim, anlamlı bir tebessüm, sımsıcak bir merhaba, hüzün dolu bir elveda, insanın içine işleyen tatlı ve yumuşak bir ses tonu, öle­siye sevdiğiniz bir insanın; bir yanlış anlama, bir yanlış değer­lendirme yüzünden sizi terkedişi ve “birer kalp bıraktılar bize kırık, ömrümüzce gözyaşı döktürecek” dedirterek sizi yapa­yalnız bırakıp gidişi, ya da yıldızlarla dolu bir yaz gecesinde, gökyüzüne hayran hayran bakıp, sonra oturup sessizce ağla­yışınız da sizi etkiler.

Bir mısranın, bir melodinin, bir desenin güzelliği sizi ömür boyu etkiler. Bir sergide gördüğümüz bir renk, bir desen, bir kompozisyon nice geceler rüyalarımıza girer, korkmak niçin, endişelenmek niçin? Arı balını binbir çiçekten yapmıyor mu? Çiçeklerin güzelliği arıyı korkutuyor mu?

Nice insanlar yarım kalmış bir sevgiyi içlerinden söküp atmak için ölesiye mücadele verirler. Yorgun düşer, hayata küserler. Goethe “güzel kız seni seviyorsam sana ne” der. Bir sevgiyi, sevdiğimiz insan, bizi bırakıp gitti diye yarıda bırakmak, içimiz­den söküp atmaya çalışmak, bana çok yanlış geliyor. Bırakalım o, bir özsu gibi içimizde yıldız yıldız güzelliklerini yaysın, içimiz dışımız sevgiyle dolsun. Sevgiyle oturup sevgiyle kalkalım. Ye­diğimiz ekmek, içtiğimiz su sevgiyle dolsun, damarlarımızda kan sevgiyle aksın, ne olur yeryüzündeki bir kum tanesinden, gök­yüzündeki Samanyolu’na kadar bütün kâinatı, sevgiyle kucak­layalım. Yeryüzündeki bütün insanlar, bütün hayvanlar, bütün bitkiler, bütün eşya, sevgi sınırlarımız içinde kalsın. “Sevelim sevilelim dünya kimseye kalmaz” dediğimiz zaman ne kaybe­deriz?"
Sabri Tandoğan Hz.
Onun ve Hakk'a Göçen Ailesinin Aziz Ruhlarına Fatihalarla.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]