.
DÜNYANIN EN GÜZEL ÇİÇEĞİ OLDUĞU HALDE GÜL, DİKENİNE SABREDİYOR VE BU ŞEKİLDE RENGİNE VE KOKUSUNA KAVUŞUYOR

Soru-Cevap
Sevgili Babacığım,

Günümüz hayatında,herkes bir takım dertlerin,sıkıntıların içinde..İnsanlardan öyle şeyler duyuyorum ki;halimize ne kadar şükretsek azdır diye düşünüyorum ve şükürdeki acizliğimi bir kez daha anlıyorum.

Öyle zamanlar oluyor ki, gördüklerim, duyduklarım karşısında tüylerim ürperiyor ve elimden bir şey gelememesinin acısını hissediyorum yüreğimde. Bazen bu acı büyüyor büyüyor, beni allak bullak ediyor. Bir ara baktım ki her şeye acır oldum. Örneğin yolda gördüğüm; bu soğuklarda üstüne giyecek montu bile olmayan bir çocuk ya da markette patronu tarafından herkes içinde azarlanan tezgahtar.. Bu örnekleri çoğaltabilirim.

Sonra kendi kendime şöyle dedim; acımak yerine, madem elinden bir şey gelmiyor dua et bari dedim. Dua ettikçe içimdeki sıkıntılar azaldı,üzüntüm hafifledi. Kendimi bir şeyler yapmış kadar huzurlu hissettim.

Naçizane şöyle düşündüm; her şeye acımak da saçmalık olabilir mi?Aslında öğrenmek istediğim; bu “acıma duygusu” yaratılmış tüm insanlarda mevcut mu? İnsan yüreğindeki acıma hissini tetikleyen nedir? Acımayla,vicdanın birbiriyle ilişkisi var mı?

Yazdıklarımda bir hata olmuşsa şimdiden affınıza sığınırım.

Cevabınız için çok teşekkür ederim babacığım.

Saygılar, Sevgiler, Hürmetler Efendim..

Sayın Sabri Tandoğan Hz'nin cevaben yazdıkları :
***************************************************************
Sayın FunKar,

Kıymetli yavrum, hayat hepimiz için bir yetişme, tekamül, ve olgunlaşma okulu. Hayatta herşey zıddıyla biliniyor. Gülün yanında dikeni var. Bunlar birbirine zıd mı? Hayır değil. Gül, dünyanın en güzel bitkisi olduğu halde dikenine sabrediyor. Bu sabrediş sonunda diken de gülün rengini ve kokusunu veriyor. Istırap çekmeden olgunlaşma olmuyor. Buğday, koca değirmen taşının ağırlığı altında ezilmeden un olamıyor. Acaba bütün insanlar için de Yüce Peygamberimiz kadar acı ve ıstırap çeken oldu mu? Tabi hayır. Onun için ıstıraba farklı bir göz ile bakmak lazım. Bugün İdil Biret bütün dünyada piyanoyu en güzel çalan insan. Bakıyorsunuz beş yaşında çalışmaya başlamış. Bir tek gün ara vermeden elli yıl çalışmış. Hem de en az günde sekiz saat olarak... O çile, o ıstırap olmadan insan insan olamıyor.

Olay bu sevgili yavrum. Artık kararı kendin ver.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.