Sayın Çiğdem Topuksak,
30.6.2007 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, kendini çok dağıtıyorsun, çok dikkatsizsin. Ben, gelen maillere günü gününe cevap veririm. Önce bu dağınıklıktan kurtulmaya çalış. Sevilmek için sevmek gerek. Çiftçi önce toprağı tohumunu atar, sonra mahsulünü bekler. Sen, yeryüzündeki bütün insanların, bütün hayvanların, bütün bitkileri, bütün eşya ve cemadatı Muhammedi bir aşkla kucakla. Onlara sevgi ve saygı göster. Onları bağrına bas. Kötülere, alçaklara, şerefsizlere de kurtulmaları için hayır dua et. Düşün ki Peygamberimiz, amcası Hz. Hamza’yı öldüren vahşi’yi bile affetti. Kalbinde kimseye karşı kin, nefret duygusu besleme. İntikam almayı düşünme. Allah yarattığı için kainattaki her zerreyi sev. İçlerindeki sevgisizliğe destek arayan zavallı insanların sözlerine kanma. Biz, bu dünyaya sevmek için geldik. Unutma yavrum, seven muhakkak sevilir, sayan sayılır. Bu dünyada her zerrenin vazifeli olduğunu unutma. Çöldeki bir tek kumtanesi bile boşuna yaratılmış değildir. Bir hikmeti vardır, bir nedeni vardır. Biz bilemiyorsak, bu ince hikmetleri göremiyorsak bu sadece bizim cehaletimizi gösterir. Kainatta herşey zıddıyla bilinir. Pilin bir eksi, b artı ucu vardır. İki ucu da eksi veya iki ucu da artı olsa radyo çalışmaz. Kainatta herşey böyle. Tasavvufta bir kural vardır: “Her Musa’nın bir firavunu vardır” diye. Hayat öyle yavrum. Olaylara çok bilmiş bazı insanların yüzeysel fikirleriyle değil, kökene inerek en derinlere giderek, varoluşun manasını irdeleyerek bakmak lazımdır. Evet, hayatta kötülerin de kendine göre bir fonksiyonu vardır. O da kendine göre görevini yapacaktır. Tuvalet süpürgesinin tuvalette bir işlevi var diye, onu salona götürürsek, vitrine koyarsak el alemin maskarası oluruz. Fonksiyonu var ama onun yeri tuvalet. Olaylara ve insanlara bu perspektiften bakarsak hayatı daha başka algılarız. Sokakta, caddede bir takım it çocuklar görüyoruz. Ya delice araba kullanıyorlar, ya motorlarını çılgınca sürüyorlar. Olayı bir sosyolog gözüyle inceleyecek olursak o it çocukların arkasında hiçbir zaman anne baba olamayacak insanlar görürüz. O zavallı yavrucak viskici, konkenci bir anneden ne görecek ki adam olsun, efendi olsun, insan olsun, hazret-i insan olsun. Olay hep determinizme dayanıyor. Muayyen sebeplerden, muayyen neticeler hasıl oluyor. Şimdi, olayın bu boyutunu görmeden sadece o şımarık, zengin çocuklarına yüklenmemiz neye çözüm getirir ki. Aman yavrum, hayatta çok dikkatli olalım. Bir adım atarken on kere düşünelim. Hepimiz bu hayatı insanca, efendice, sevgi dolu, saygı dolu, aşk dolu, hizmet dolu yaşayalım ki sonumuz da güzel olsun. Sevgiyel yaşayıp, sevgiyle Hakka göçelim. Ve mahşer günü sevgiyle dirilelim.
Kıymetli yavrum, yeni maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Biz bu dünyaya sevmeye geldik Yazan Çiğdem Topuksak
Cvp: Biz bu dünyaya sevmeye geldik Yazan Sabri Tandoğan