Konu : Bir güzel insan: İzmirli Afet Anne.
Gönderen :
Özden
Tarih :
3/1/2023 9:43:28 AM
.
BİR GÜZEL İNSAN: İZMİRLİ AFET ANNE
Mektup-Cevap
Efendim,
Son günlerdir oturup yazmaya pek zamanım olmadı .. Yaz yaklaşırken çocukların ve benim kursların yoğunluğu epey arttı. Ancak bu düşünmeme engel değil tabi. Son haftada anneler günü geldi geçiyor derken, kızlarımla çeşitli olayları yaşayıp çözümlerken kafamın içinde hep Annelik, anne merhameti, annelik duygusu, ve bununla ilişkili hikayeler, anılar, yaşananlar … Kısa da olsa hiç olmazsa birini sizlerle paylaşayım istedim.
Izmir Tire’de bir Afet teyzemiz var. Kendisi 80 yaşlarında .. Hoş sohbet, tüm insanlara kapısı açık, sevgi dolu bir teyzecik.. Hatta çocukların Afet ninesı, büyüklerin Afet Annesi. Görmüş geçirmiş , zarif, bilgili, kültürlü bir insan. Yaklaşık 6 sene önce sevgili beyini, rahmetli Burhan Amcayı Hak’ka uğurladı. O gün bu gündür yalnız yaşıyor. Ayaklarından rahatsız olduğundan tek başına dışarıya çıkamıyor, evceğizinde konu komşunun ilgi alakası ile , beyinden kalan dul maaşı ile yaşamını sürdürüyor. Evi bir yeni gelinin titizliği ile düzenli, temiz ve bakımlı.. Koltuklarının üzerine örttüğü bembeyaz dantelli, kanavice işli örtüler bizleri bile özendiriyor.. O herzaman şükrediyor ama Afet Teyzenin gönlünün bir yerinde bir yara her daim kanamakta..
Afet Teyze’nin şimdilerde ellili yaşlarıda olan oğulları bir zamanlar onlara darılmışlar. Miras meselesi midir, para meselesi midir, hanımları mı işin içine karışmış nedir (pek anlatmaz) küsmüşler… Çocuklarını hanımlarını alıp Izmire gitmiş ve yerleşmişler. O gün bu gündür aramaz sormaz olmuşlar. Ne kendileri gelmiş ne de torunlarını getirip göstermişler..Oysa İzmir bir saatlık yol… Kaç torunu olduğunu biliyor ama küçüklüklerinden sonra hiç görmediğinden onları tanımıyor.. Yıllar yıllar sonra oğullarından birinin kanser olduğunu öğreniyor.. Arıyor ama yinede görüşmüyorlar.. Sonunda oğlu vefat edince cenazesine gidiyor Burhan amca ile .. Sonra gelini tamamen ilişkiyi kesip atıyor.. Diğer oğlu ise Burhan Amca vefat ettiğinde sadece büyük kızını alıp geliyor. Eve hiç girmeden kızını eve bırakıp cenazeyi defnetmeye gidiyor ve dönüşte kızını alıp Izmire geri dönüyor. Torununa yalvarıyor kalın bu gece baban da gelsin diye ama kalmıyorlar.. Işte şimdilerde yine konu komşusu yapıyor carsi pazar alışverişini, manevi evlatları pek çok etrafında maaşallah hiç yanlız bırakmıyor her derdine koşuyorlar. Kayınvalidemin en sevdiği ablası; bir gün arayıp sormasa içi rahat etmez. Biz ne zaman gitsek önce ona uğrar , elini oper hayır duasını alırız… Çocuklar gibi sevinip ağladığı görünce de iyiki gelmişiz deriz…
Iki yıl önce yine Tire’deyiz tatilde.. Evde oturuyoruz çay hazırladık vede güzel bir ikindi kahvaltısı.. Annemin içine sinmedi “hadi gidip Afet Teyzeyi getir” dedi eşime… “Birlikte çay içelim , hem ona da bir değişiklik olur ne zamandır evden çıktığı yok…” Yarım saat sonra eşim Afet Teyze ile geri dondu.. Hal hatır sorduk, balkonda çay sofrasına oturmuştuk ki masanın üzerinde benim sabahtan beri okuduğum kitabı gördü.. “Bu nedir kim okuyor” diye sordu.. “Ben okuyorum , menkibeler var içinde…”dedim. “Hadi kızım dedi , bir tane de bize oku , içimiz güzelliklerle dolsun”. “O zaman rastgele acayım dedim bakalım kısmetimize ne çıkacak.” Söyle rastgele açtım kitabı. Bakın ne çıktı.. Aşağıdaki hikaye!....
Peygamber Efendimizin sahabesinden Alkame adında, aslında sadakası bol, hayır ve hasenatı çok, namazına düşkün, iyi bir kimse ağır bir hastalığa tutulmuş, koma halinde yatıyormus. Durumun ağır olduğunu gören Hz. Ali yanında kelimeyi sahadet getirmeye başlamıs. Ancak hastanın dili tutulduğundan hiçbir şey söyleyemiyormus. Hemen Peygamber Efendimize haber vermişler. ”Alkame’nın annesi, babası sağ mı ?” diye sormus. Evet anası yaşıyor diye cevaplayıp yaşlı kadını Peygamber Efendimize getirmişler. Sevgili Peygamberimiz sormuş” Oğluna bir kırgınlığın varmidir?” diye. “Evet ya Resullallah oğlum benim kalbimi kırmıştır, bu nedenle ona dargınlığım vardır” diye cevaplamıs. . Peygamberimiz: “Anladım, Alkame’ye annesi dargın olduğundan kelimeyi sehadet getiremiyor, korkarım ki imansız gidebilir. Hadi hemen çalı çırpı toplayıp getirin. Ateş yakıp Alkeme’yi ateşe atacağız” deyince Kadıncağız ağlamaya ve feryada başlamış” Bunun üzerine sevgili Peygamberimiz:
“Allah’in azabı çok şiddetli ve devamlıdır. Dünya ateşine hiç benzemez. Sen eğer evladının ateşe atılmasını istemiyorsan Alkame’den hoşnut ve razı olmalısın. Ve analık hakkını da ona helal etmelisin, ta ki evladın , ciğerparen cehennem ateşinde yanmasın” demis. Annenin merhametinin kudretine bakın ki kadıncağız derhal ellerini semaya çevirerek” Ya Resullallah, Allah’i seni ve bu etrafımızdaki mübarek sahabey’i kıramı şahit tutarım ki ben oğlumdan razı öldüm. Ona olan bütün analık haklarımı helal ettim, helal ettim, helal ettim. Ahirette de oğlumdan şikayetçi olmayacağım” demis. Bunun üzerine Peygamberiniz Bilal ‘i hastanın yanına göndermis. Görülmüş ki Alkame nin dili çözülmüş ve Kelime-i Şehadet getirerek ruhunu teslim ediyor.
Afet Teyze hikayenin başlarından itibaren ağlamaya başladı. Ben üzüldüm, acaba okumaşam daha mı iyi olurdu diye düşündüm bir an… Ama itiraz gelmeyince devam ettim. Hikaye bittiğinde ellerimi tutu. Gözyaşları içinde “Ah kızım dedi.. Sen bunu nasıl buldun, nasıl okudun, bana bunları nasıl anlattın.. Bu günlerde gönlümden dargınlık geçiyordu. Kendi kendime üzülüyordum.. Bunlardan sonra hiçbirinin önemi kalmadı.. Ben oğullarıma karşı bütün haklarımı helal ettim. Allah onların yerdımcısı olsun. Şükürler olsun ki bana sizler gibi evlatlar Verdi, beni tek başıma koymadı. Allah senden razı olsun ki bana bunu okudun. Bundan sonra onlar için de hep dua edeceğim.. O ağlıyor biz ağlıyoruz…
Işte annelik böyle birşey… Evlat ne olursa olsun, ne yaparsa yapsın Allahın ihsan ettiği o anne merhameti herşeyin üzerinde … Anne yüreği narın, hassas, her daim bağışlayıcı evladına karşı.. Boşuna değil “cennet anaların ayağı altındadır “ Hadis-i Şerifi..
Tüm annelerin her günleri anneler günüdür bence öyle olmalıdır..
Sevgi ve hurmet ile ellerinizden opuyorum. Rabbime emanet olun.
Özden ÇİÇEK
Creative & Decorative Painting
Dubai
Sayın Sabri Tandoğan Hz'nin cevaben yazdıkları :
***********************************************************
Sayın Özden Çiçek,
15.5.2007 tarihli mailinizi aldım.
Efendim, bu son mailinizde yine “anne sevgisi” gibi muhteşem bir konuyu işlemişsiniz. Ve muhteşem bir örnek vermişsiniz. Afet anne ne güzel bir insan. Allah iki dünyasını cennet etsin. Allah sağlık vve afiyet versin.
Efendim, gördüğü bütün zulümlere, çirkinliklere, kabalıklara rağmen Allah’ın ona ne büyük lutfudur ki temiz yüreğindeki affedebilme, bağışlayabilme duygusuyla bütün çocuklarını affedebilmiş. Ne mutlu ona. Keşke biz de Afet Anne gibi olabilsek. Hayatta bizi kıran, üzen, inciten, ağlatan, uykusuz bırakan, dünyayı bize zehir eden ne kadar insan varsa Allah rızası için onları affedebilsek, bağışlayabilsek, kimin ne zaman Hakka göçeceği belli değil. Bu iş yaşa, başa da bakmıyor. Önemli olan Hakka göçerken gönlümüzün tertemiz, bembeyaz olabilmesi. Yalnız Allah ve Peygamber aşkıyla dolu olarak mana alemine göçebilmek...Öyle bir gönül ki orada ne kırgınlık, ne küskünlük, ne dargınlık var. Orada sadece varolan sevgidir, alabildiğine bir sevgi, bütün kainatı kaplayan bir sevgi, insanıyla, hayvanıyla, bitkisiyle, eşya ve cemadatıyla bütün evreni Muhammedi bir aşkla saran bir sevgi. Allah bu güzelliği bize de, tek istisna olmadan yeryüzündeki bütün insan kardeşlerimize nasip etsin.
Efendim, bizlere mutlulukların en güzelini getiren kıymetli maillerinizi bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.
|