Sayın Esra Hanım,
2.7.2007 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, söylediğin lafızların hepsi Cenab-ı Hakkın ayrı tezahürleridir. Duruma göre biri veya öbürü kullanılır. Sizin verdiğiniz misalde olduğu gibi “Hak geldi, batıl zail oldu” Ayet-i Kerimesinde başka bir sıfat kullanamayız. Burada Allah’ın adaleti, hakkaniyeti ve ilahi ölçüler bize duyuruluyor. Rab, Allah’ın terbiye edici, eğitici, yetiştirici yönüne işaret eder. Dikkat ederseniz Rab, mürebbi, terbiye kelimeleri arasında ortak noktalar bulursunuz. Allah lafzında herşeyi kuşatıcı, yaratan kavramı vardır. Bunların özel kullanılma durumlarına göre o andaki mana zahir olur. Kıymetli yavrum, kısaca olayın izahatı budur. Yalnız, bazı durumlar var ki onlar akılla anlamanın dışında ancak gönülle sezilebilir, hissedilebilir. Muayyen bir temizlik derecesine ulaşan insanlar için yepyeni duyarlıklar verilir. Onlar bu duyarlık içinde başkalarının göremediğini görür, sezemediğini sezerler. Mesela, gönül kelimesi yalnız Türkçe’de vardır. Dünyanın hiçbir dilinde gönül kelimesinin karşılığı yoktur. Bunun sebebini bir düşün bakalım. Göreceksin ki bu düşüncen sana büyük fetihler getirecek. Hayırlısı...
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
İnce nüanslar Yazan Esra
Cvp: İnce nüanslar Yazan Sabri Tandoğan