Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : "Ve bir an yaşıyorum, bütün bir ömre bedel"
Gönderen : "Mukarreb"
Tarih : 4/17/2023 1:14:32 PM


.
VE BİR AN YAŞIYORUM, BÜTÜN BİR ÖMRE BEDEL
MEKTUP-CEVAP
Saygıdeğer Hocam,



Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi sizin ve tüm gönül dostlarının üzerine olsun,efendim.Kadir Gecesi günü, Ramazanın son günlerini daha bir feyizli yaşamak, Allah dostları ve sahabi türbelerini ziyaret etmek için eşim ve oğlumla İstanbul'a gittik.Her vakit namazı farklı camilerde eda ettik.İlk durağımız Sultanahmet camii idi. Orada cuma namazını kıldık.Cuma namazını ilk kez kılıyordum.Müezzinin ezanıyla sanki ruhum yıkanmıştı. Ne muhteşem kıraati vardı.Tüylerim ürperdi ve gözyaşlarıyla namaza durdum.Ertesi gün yatsı ve teravih namazı için Süleymaniye Camisindeydik.Yatsının sünnetini kılıp, farz için kamet okunmasını beklerken bir an dalıp gitmişim.Büyük oğlumu kaybetmeden önce İstanbul'da Ramazan ayında geçirdiğimiz anlar canlandı gözümün önünde...Onları, Eyüp Sultan'a , Topkapı'ya ve Üsküdar'da Aziz Mahmud Hüdai Hazretlerinin türbesine götürmüştüm. Rahmetli oğlum ilk kez 4 yaşındayken Hüdai Hazretlerinin türbesini ziyaret etmişti. O gün türbeye girişte, oğlumun ayakkabısını çıkarırken izdihamdan bunalmış ve bir an öfke galip gelip oğlumu "Öff!! "diye hafifçe sarsmıştım ki başıma nerden geldiğini anlayamadığım bir küçük taş çarpmıştı.Canım yanmış ve yerde dikkatle aramıştım başıma çarpan şeyi. Bakmıştım ki, yerde bir şey yoktu.Bu Rabbimin bir uyarısı dedim kendime...İlk aklıma gelen "EDEP YA HUU!!" sözü idi. Bir Allah Dostunu ziyarete gelmişken nefse uyup öfkeye kapılmakta ne oluyordu?? Türbeye girdiğimde içimi yakan bir pişmanlıkla, göz yaşlarıyla dua etmiştim. Dilerim, Rabbim bu edebe aykırı davranışımı bağışlar.



Aradan 5 yıl geçmişti ve biz yine tüm ailece bir Ramazan ayında Hüdai Hazretlerinin türbesindeydik. Rahmetli oğlum 9, küçük oğlum 7 yaşındaydı.Onlara Aziz Mahmud Hüdai Hazretlerinin menkıbelerini anlattım.Edeple dinleyip, fatiha ve ihlas surelerini okuyup Hazretin ruhuna bağışladılar. Rahmetli oğlum, türbenin girişindeki levhada yazan Aziz Mahmud Hüdai'ye ait duayı okuyordu. Duada, Hazret "Yâ Rabbî! Kıyâmete kadar bizim yolumuza katılan, bizi sevenler ve ömründe bir kere türbemize gelip rûhumuza fâtiha okuyanlar bizimdir. Onlar, ömürlerinde fakîrlik görmesinler. Îmânlarını kurtararak gitsinler,öleceklerini bilip haber versinler ve ölümleri asla denizde olmasın." diye niyazda bulunuyordu.Aziz Mahmud Hüdai, bir gün Sultan 1.Ahmet'i ziyarete gitmişti. Pâdişâh; "Efendim! Seyyid Abdülkadir Geylani Hazretleri'nin, kıyâmet günü talebelerine ve pekçok günahkâr mümine şefâat edeceği hakkında rivâyetler var. Bu rivâyetlerin doğruluğu hakkında ne buyurursunuz? diye suâl eyledi. Azîz Mahmûd Hüdâyî hemen cevap vermedi. Bir müddet murâkabe hâlinde kaldıktan sonra; "Bu söz doğrudur." buyurdu. Sonra Padişâh; "Efendim! Acabâ zât-ı âlinizin bizlere bir vâdiniz ve müjdeniz yok mudur?" diye sorunca, Mahmûd Hüdâî ellerini kaldırarak, işte levhada yazılı bu duayı etmişti. Âlimler ve evliyâ bu duânın kabûl olduğunu, bu yola mensup kimselerin hiç denizde boğulmadıklarını ve pekçok kimsenin de vefât günlerine yakın, öleceklerini haber verdiklerini bildirdiler.Oğlum, sormuştu "Anne gerçekten öleceklerini bilmişler mi onu sevenler? "diye. Bende cevap vermiştim "Sultan 1.Ahmet onun talebesiydi ve öleceği günü haber vermişti" diye...



Hocam biliyor musunuz oğlum da öleceğini 2 gün önce haber vermişti ama biz tabii ki hiç üstünde durmamıştık. Kardeşiyle kavga etmişlerdi. Kardeşi biraz yaramaz, kızıp abisinin sırtını hafifçe ısırmış. Oğlum ağlayarak yanıma geldi.İlginç olan ağlaması değil "Anne, Ben ölücem " demesiydi. Ben oğlum bir ısırıkla ölünür mü? diye geçiştirirken "Hayır anne ben ölücem gerçekten diyordu." Halbuki birbirleriyle arada hep ufak tartışmaları olurdu ama canı yansa da hiç böyle demezdi. Gerçekten 2 gün sonra kazada vefat etmişti. Buna arkadaşlarım hep "Tesadüf" dediler. Ben se Aziz Mahmud Hüdainin duasının kabulünün bir eseri olduğunu düşünüyorum. Çünkü Hazret "Öleceklerini bilsinler ve haber versinler" diye dua etmişti türbesine gelip ruhuna fatiha okuyanlar için.



Bunları düşünürken İçim dalgalı bir denize dönmüş,hüzün bulutları gönlümü kaplamıştı ki müezzinin kamet sesiyle irkildim. Yatsı namazının farzına niyet ederken de, gönlümden Rabbime sessiz sözsüz niyazda bulundum.Gönül dostlarımda şahit olmuştur kendilerinde böyle niyaza.Hiç dudaklar kıpırdamadan özüne dönerek yapılan niyazlar...Dedim ki Rabbime, "Ey beni yoktan var eden, sayısız nimetlerle donatan, bela ve musibet anında sabırla kuşatan Güzeller Güzeli Rahman! Ne olur şimdi imamın dilinden bana "Ey İman Edenler " diye başlayan bir ayetle nasihat ette gönlüm o ayetin nuruyla aydınlanıp, huşu bulsun." İmam Fatihayı bitirirken, büyük bir heyecanla bekledim ardınca gelecek ayetleri. Acaba Rabbim niyazıma icabet edecek miydi?? İmam "Ya Eyyühellezine Amenu" ( Ey İman Edenler! ) diye başladığında hıçkırıklarımı yanımdakiler duymasın diye kendimi o kadar sıktım ki... Bütün vücudum sarsılıyordu sanki..Rabbim den gelen Nasihat "Ey İman Edenler! Sabır ve namaz ile yardım isteyin.Şüphe yok ki Allah sabredenlerle beraberdir."ayetiydi.__Bakara Suresi 153.Ayet "Allahüekber" deyip, rükuya vardığımda sanki ruhum eğiliyordu. Rabbül alemiynin azameti karşısında, kulluğun acziyetini ve hiçliğini bilerek vardım secdeye. Allahım, ne güzeldi secde!! Bir çocuğun annesinin koynunda bulduğu şefkat ve güven vardı secde de. Sanki Rabbinin koynuna dayamışsın alnını tüm teslimiyetinle...Allahım keşke her namazımız, her anımız böyle olabilse, keşke "Allah kuluna şah damarından daha yakındır" (Kaf 50/16) ayetini hayatımıza geçirebilsek. Her anımızı son anımız, her namazımızı son namazımızmış gibi yaşasak, her an Rabbimizin huzurunda olduğumuz idrakine vararak yalancı dünyaya kapılıp, boş hayaller ve hırslar peşinde koşmasak keşke...



Hocam saygıyla mübarek ellerinizden öper, Yüce Rabbimden sizi en kısa zamanda sağlığınıza kavuşturmasını niyaz ederim. Size ve tüm Gönül Dostlarına en içten sevgi, saygı ve selamlarımı sunuyorum.



Allaha Emanet olunuz.



Mukarreb

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Sayın Mukarreb,



9.10.2008 tarihli mailinizi aldım.



Kıymetli yavrum, gönderdiğin inanılmaz güzellikteki maili gözyaşları içinde okudum. Çok duygulandım. Yarabbi, bu ne muhteşem bir zamandı. İçimizi yudun yıkadın, arıttın, temizledin. Allah senden razı olsun. Sen ne mübarek insansın. Her mailinde bizlere mana aleminden ayrı bir güzellik getiriyorsun. Ne kadar teşekkür etsek yine az...



Selam, sevgi ve saygı ile.



Sabri Tandoğan

Aziz Ruhları Şad Olsun

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]