.
İNSANLARA FERAHLIK DUYGUSU VE RAHATLIK VERENLER NE GÜZEL İNSANLARDIR
Mektup-Cevap
Çok değerli büyüğüm,



Yazılarınız ve sorulara cevaplarınız için çok teşekkür ederim.



Kuran'da Maide Suresi 105.ayetde şöyle buyrulmaktadır:

Ey iman edenler! Siz, kendinizi düzeltmeye bakın. Siz, doğru yolda oldukça sapmış olan size zarar veremez. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O size yaptıklarınızı haber verecektir.



Bizim üzüntümüz diğer insanlar içindir.Başların öne eğeceği o günde kimseye son pişmanlığı fayda vermeyecektir.



Birkaç yıl önce Arifan Radyo'da yayınlanan bir programda Beraat isminde çok kültürlü ve dindar bir teyze hayatını anlatmıştı.



Beraat Teyze gençliğinde oldukça modern bir hayat yaşamış. Maddi durumları çok iyiymiş.Yazları yazlıklarına giderler, bütün yazı çocuklarıyla orada geçirirlermiş.Bir gün deniz kenarında güneşlenirken inanılmaz bir susuzluk hissetmiş.Ne kadar su içerse içsin susuzluğu bir türlü gitmiyormuş.Belki serinlerim diye denize girmiş.Biraz yüzmeye başlamış, ancak arkasına baktığında sahili artık göremiyormuş.Bu kadar uzaklaşmış olamam demiş.Bir anda deniz dalgalanmaya başlamış,artık boğulacağını düşünürken son anda Allah'ım bana yardım et demiş.O anda kendini bambaşka bir alemde bulmuş.Gittiği yerde bir yanda cennet ,diğer yanda cehennem varmış.Ona "Sen cennete giremiyeceksin demişler".Cennetin bir yerinde uzun bir çayırda otlayan bir inek görmüş.İnek otlarken her lokmada Allah'ım verdiğin nimetler için şükürler olsun diyormuş.Ona "Sen nankör bir kulsun, bir inek bile her an şükrederken sen bunca nimete rağmen bizi hiç anmıyorsun" demişler.Beraat Teyze o anda kendisini öyle çaresiz ve alçalmış hissetmiş ki Allah'a yalvarmış,Allah'ım bana bir şans daha ver,sana layık bir kul olmak istiyorum demiş.

"Sana bir şans daha vereceğiz" demişler.Ona her gün anlayacağı kendi dilinde Kuran okumasını söylemişler.

Beraat Teyze bir anda kendini sahilde bulmuş.Başından geçenleri anlattığında kimse inanmamış, halüsinasyon görmüşsün demişler.

Beraat Teyze o günden sonra tüm yaşamını değiştirmiş,İslama uygun yaşamaya başlamış.Eşi , yaşamını değiştirdiği için kendisini boşamış,çocukları bile cephe almış.Beraat Teyze ancak yaşadığı hayatdan çok mutlu olduğunu söylemişti.Eski hayatımdan Allah'ın yoluna hicret ettim demişti.Beraat Teyze, ben eskiden de Allah'a inanıyordum ancak Kuran'a uygun bir hayatım yoktu,bizden istenen sadece inanmak değil ,hayatımızı Kuran ve peygamber rehberliğinde yaşamak olduğunu söylemişti.Mutlaka her gün bir iki saatinizi Kuran Türkçe mealini okumaya ayırın demişti.



Ben de o günden sonra en az bir saatimi Kuran okumaya ayırdım.Kuran öyle mucizevi bir kitap ki okudukça size kendini açıyor,sonsuz bir rahmet denizine ulaştırıyor.Kuran'ın her ayeti sanki bir mucize ,bunu ancak sürekli okudukça anlıyorsunuz. Allah cümlemizi razı olduğu yoldan ayırmasın.



Hürmetle ellerinizden öperim. Allah'a emanet olun.



Sevil Balçiçek

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
*************************************************************
Sayın Sevil Balçiçek,

Kıymetli yavrum, evvelki günkü bir mailde Resulullah Efendimizin amcası Hz. Hamza’yı şehit eden katilin öyle cani gönülden, öyle içten tevbe ederek Peygamber Efendimiz tarafından affa mazhar olduğu yazılmıştı. Herhalde okumuşsunuzdur. Bu hepimiz için, yeryüzündeki bütün insanlar için son derece önemli bir olaydır. Af kapısı her zaman açıktır. Yeter ki biz hatalarımızın, kusurlarımızın, günahlarımızın farkına varıp af dileyenlerden olalım. Unutmayalım ki Hazret-i Hamza’yı şehit eden bir kimse dahi affa uğrayabiliyor ise bizim de hatamız, kusurumuz, ayıbımız, günahımız ne kadar çok olursa olsun inşallah bizler de yeryüzündeki bütün insan kardeşlerimiz de affa mazhar olurlar.

Değerli yavrum, söyleyeceklerini o kadar etkili, o kadar güzel bir dille anlatmışsın ki senin mailini tekrar tekrar okumak istiyorum. Allah senden razı olsun. Allah, bir gününü bin etsin.

Kıymetli yavrum, kalplerimizde ferahlık, rahatlık, inşirah duygusu uyandıran kıymetli maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.

Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.