.
"AŞK GELİCEK CÜMLE EKSİKLER BİTER" YUNUS EMRE HZ.
Mektup-Cevap
Kıymetli babacığım, sizin ve tüm gönül dostlarının bayramını kutluyor ellerinizden öpüyorum. Efendim, sözü müsaadenizle size bırakıyorum:

Sabri Tandoğan Büyüğümüzün sohbetlerinden seçmeler:


İslami kaynaklarda son nefes üzerinde neden durulduğu sorusu üzerine;

"Son nefes insan hayatının aritmetik ortalamasıdır. Çok dikkatli olmalıyız bazen küçük bir amel bizi kurtarabilir."

"Japon erkeği işyerinde canı bir şeye sıkıldığı zaman eve gelince hemen karısının ve çocuklarının huzuruna çıkmazmış. Hali vakti yerinde Japonların içinde çiçek olan odaları olurmuş. Erkek, ruh hali düzelene kadar ortada yere oturur ve o çiçeği incelermiş. Ancak ruhsal durumu düzeldiği zaman eşinin ve çocuklarının yanına gelirmiş."

"Ermenek'te de bir söz vardır; erkek kapıdan içeri girerken öylesine bir enerjiyle girmeli ki, duvardaki duran saat bile çalışmalı."

"Allah'a yalnız ibadetle yaklaşılmaz. (İbadetsiz zaten olmaz) Allah'a insanla yaklaşılır. Peygamberimiz, insanların en hayırlısı insanları seven ve onlara faydalı olandır buyuruyor. İnsanlara faydalı olmayı ibadet haline getirmeliyiz. Önce en yakınlarımızdan başlayıp bunu genişletmeliyiz.Bunu yapmadan, sadece şekli ibadetlerle Allah'a yaklaşmaya çalışan kişi kendini aldatmış olur."

"Dua, o anda Allah'la beraber olmak demek. Dua, insan ruhunun, insan gönlünün Allah'a ulaştığı andır. Gerçek duada mesafe olmuyor. Ego, nefis, benlik aradan çekiliyor. Seven ve sevilen bir araya geliyor. “Allah'ım oğlumu kızımı muvaffak et”, bu gerçek dua değil. Kendin için istediğini başkası için de isteyeceksin. Örneğin ülkemizde aç insan olmasın ama bütün dünyada da olmasın. Duayı mümkün olduğunca genişletmeliyiz. Aksi halde egoizmin dar sınırları içinde çırpınmaktan kurtulamayız. "

"Bir kez rüşvet yersin, çoluğundan çocuğundan çıkar. O çocuk sana asi olur. Bir kez kaçamak yapayım, evin nereden haberi olacak dersin. Evin haberi olmaz ama Allah'ın haberi olur. Haram lokma yenirse kılınan namazın, tutulan orucun tadı alınmaz. Trafik cezası geldi, ödeyin, paranız bereketlenir. Emekli parası alınırken başka şehri gösterip harcırah almak en büyük hırsızlıklardan biridir."

"Bugün pek çok şeye belâ nazarıyla bakıyoruz. İşsizlik, hastalık gibi. Fakat pek çok insan hastalıklardan sonra hayatı daha iyi yaşar. Bir çok insan işsizliğin, parasızlığın acısını yaşayınca hayata ve insanlara daha realist yaklaşır. Başımıza bir olay gelince Cenab-ı Hakkın muradı neydi, neden bu olay başıma geldi diye düşünmeliyiz. Bazı kötü olaylar insanı daha iyiye, daha güzele götürür. Bir insanın parası, imkânları, makamı... elinden alınabilir ama onun şahsiyeti, zarafeti elinden alınamaz. Bunlar ayrı ayrı imtihanlardır. Şartlar ne olursa olsun beyefendiliğimizi, hanımefendiliğimizi bozmamalıyız. Asil insan bir göz odada da otursa asildir. Bayağı insan sarayda da otursa bayağıdır."

"Evlatların da ana babaları üzerinde pek çok hakları vardır. Ana babanın evlat üzerindeki hakkından daha önemlidir. Bir çocuk dünyaya geliyor. İlk hak güzel bir isim koymak. Yoksa her iki dünyada da vebali var. Anne baba olunca insanlar hayatlarını değiştirmeli. Her ikisi de hayatımı istediğim gibi yaşarım diyemez. Her yönleriyle çocuğa örnek olmak zorundalar. Daima çocuğa iyi itiyatlar kazandırmak zorundalar. Kız, erkek farketmez. Erkek çocuk da mutfağa girecek. Dünyada en iyi aşçılar, en iyi terziler erkek. Çocuk küçük yaşta hayata alıştırılacak. Kraliçe Elizabeth'in babası Kral 6. George onu 6 yaşındayken bulaşıkhaneye, çamaşırhaneye sokmuş. Kraliçe aynı zamanda mükemmel bir ev hanımı. Onun kadar güzel reçel yapan yok deniyor. Kocasının kıyafetlerini kendisi yıkıyor, ütülüyor. Sarayda hizmetçisi mi yok. Çocuklar küçük yaştan itibaren hayata hazırlanacak ki anne baba Hak’ka göçüp çocuk kalırsa, hayatta sendelemesin, ben dünyanın neresine gidersem gideyim ayakta kalırım, desin."

Sabri TANDOĞAN

Kıymetli babacığım, bu bayram maddi planda görüşemedik. Ama siz yazılarınızla, kitaplarınızla, internet sitenizle her zaman olduğu gibi yine bize ışık tuttunuz, yolumuzu aydınlattınız. Gerçekten sevenler arasında mesafe olmuyor. Not tuttuğum ve sık sık okumaya çalıştığım sözlerinizden bir demeti, değerli dostlarla da paylaşmak istedim.

Tekrar geçmiş olsun diyor, ellerinizden öpüyorum.

Saygılarımla...

Sayın Sabri Tandoğan Hz'nin cevaben yazdıkları :
*************************************************************

Sayın “Aşk Bu İmiş”,

11.12.2008 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, nihayet beklenen mail geldi. Ama ne geliş: Dört başı ma’mur. Bir anda yuvamız çiçek bahçesine döndü. Teşekkür ederiz. İnşallah okuyanlar gereken dersleri alırlar. Hasıl olacak bütün sevaplar senin üzerine olsun.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.