.



Hürmetler Efendim,


Bugün yaşadığım bir olayı müsadenizle sizlerle paylaşmak istiyorum.





Bir çalışma koltuğu almak üzere bir bayii ile anlaştım. Ürünü de sipariş ettim, gerekli kaporayı da verdim. Ürün gerçekten güzel ve kullanışlı…





Firma yetkilisi oldukça ilgili ve güven veren birisi görünümündeydi. Kendince yeterli oranda indirimi de yaptı. Bayii den memnun bir şekilde ayrıldım.





Ancak, internet üzerinden aynı markalı ürünün başka bir bayiine ulaştım ve bana yapmış olduğu indirimden çok daha yüksek oranda indirimli ürünü sattığını gördüm.





Sonra bu firmaya aşağıda yer alan maili gönderdim.










Saygılar, SEVGİLER, ellerinizden öperim.




















Merhaba, öncelikle sitenizin kullanım kolaylığı hakkında sizi tebrik etmek istiyorum. Güzel ve kullanışlı bir site yapmışsınız. Resimleri eklenmemiş ürünleriniz için de olabildiğince hızlı bir şekilde yüklemelerin tamamlanacağını tahmin ediyorum.





Bugün Ankara da bir Ürosan bayiinden bir çalışma koltuğu siparişi verdim. Liste fiyatı üzerinden %20'nin de biraz üstünde ıskonto yaptı. Ayrıca, evime ürünü teslim edemeyeceğini belirtti.





Firma yetkilisine ben "internetten sizden çok daha uygun satış yapan bir firma bulmamalıyım, yoksa kendimi kazıklanmış hissederim" şeklinde uyarı da yapmıştım J





Şimdi sizin sitenizde aynı ürünü %35 ıskontolu ve Ankara için ücretsiz teslimat yaptığınızı görünce hem kendimi kötü hissettim hem de sevindim.





Bu iki karmaşık duyguyu nasıl mı hissettim, anlatayım:





Kendimi kötü hissettim; çünkü kazıklandım.





Sevindim; çünkü bundan sonra başkalarına tavsiyemde ve kendime bu tarz ürün alacağım zaman adresi artık biliyorum.





Şimdi ne düşünüyorum biliyor musunuz? Kendisine kapora vermiş olduğum satıcıyı yarın arayıp ürünü almayacağımı, verdiğim kaporanın yanmasını söyleyeceğim.





Sonra sizden (gerek internet gerekse bizzat firmanıza gelerek) aynı ürünü sipariş etmeyi düşünüyorum, bana daha pahalıya maal olacağı halde.





Ben kapora kadar zarar edeceğim, evet;ama bu beni fakirleştirmez. Oysa bana yüksek fiyattan ürünü satan satıcı zarar edecek. Yani, hiç değilse verdiğim kaporadan daha fazla kazanamayacak artı çevremdeki hiç kimseye, insanların güvenini kaybetmek uğruna para kazanmayı isteyen, bu firmayı önermeyeceğim.










Firmalar neden batıyor biliyor musunuz? Dürüst değiller de ondan. Dürüst çalışan her zaman kazanır.





Etik ve ticari ahlak sahibi olarak ticaretinizi daha da geliştirmenizi temenni eder, hayırlı kazançlar dilerim.










--------------------------------------------------------------------------------





Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :





Kıymetli yavrum,


Ticaretin edebiyatı hakkında çok değerli mailini aldım. Güzel yavrum, bunlar sadece edebiyat ama realite değil. Türkiye’de ticaret hayatındaki realite şudur: Bir mal alacağın zaman en az beş altı dükkan gezeceksin. Hepsinin fiatlarını alıp kalite kontrolü yapacaksın. Hangisi hesabına geliyorsa onu alacaksın. Ama o kapora vermek niçin? Sanki o mal kaçıyormuş gibi. Biz seninle o kapora ile ne güzel pilav üstü döner yerdik. Şaka bir tarafa sevgili Gökhan, yine rahmetli babannemin kulakları çınlayacak: Olgun, kamil bir insanı anlatırken “Yavrııım, o çok büyük insan. Kırk puşttan, kırk muşta yemiş.” berdi. Ben senin yerinde olsam gider o kaparayı isterdim. Ama verir, ama vermez. Eğer vermezse “Bu para,” derdim, “sizin için haram olmayacak mı? Doktora ilaca gitmeyecek mi?” Hayırlısı yavrum.










Seni çok özledim. Selam, sevgi ve saygı ile gözlerinden öpüyorum.










Sabri Tandoğan


Onun ve Hak'ka Göçen Ailesinin Aziz Ruhlarına Fatihalarla.