Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sabri Babamızı, Aziz Büyüğümüzü 8. vuslat yılında özlemle anarken...
Gönderen : Çiğdem Seçkin Gürel
Tarih : 8/17/2023 1:06:28 PM


.
BUGÜN HEM HAKKA VUSLAT GÜNÜ, HEM DE DOĞUM GÜNÜ OLAN SABRİ BABAMIZ İÇİN DOĞUM GÜNÜ HEDİYESİ OLARAK YAZILMIŞ BİR ŞİİR ve SABRİ BABAMIZIN KENDİ KENDİNİ ANLATTIĞI MUHTEŞEM CEVABI
Merhaba Çok Kıymetli ve Çok Sevgili Büyüğüm,
Bir parça da olsa sizi anlatmaya çalışan bu şiiri sonsuz hürmet ve
sevgilerimle takdim ediyorum. Kabul buyurmanız dileğiyle...
Allah'a emanet olunuz...

HER ŞEY SENİNLE GÜZEL
Sen taze bahar çiçekleri kadar temiz ve ak
Işıkla, renkle dolar taşarsın her dem
Ayazda saçaklanan buz, bakışlarından erir
Şafakla kuşlar ses verir yuvalarından
*
İlmek ilmek örülmüşsün ihlasla sevgiden
Bir kumaş dokur sözlerin, hayatı saran
Taze bir bahar rüzgarısın kalplerde
Her dem dirilten, yıkayan, arıtan...
*
Kuruyan gönüllere sevgi yağmurlarıdır sesin
Tabibisin, çaresisin, dermanısın ümitsizlerin
Sevginle, toprakta mahzun kalmış tohum dirilir
Güneş her sabah şefkatle doğar ufuktan
*
Gökte yıldızlar mes'ut, ay mes'uttur,
Sen kalbinin bütün sıcaklığıyla sevgiler sunarken geceye
Çeşmelerden akan su dahi coşkuludur
Yaprak en güzel yeşilinde, nergisler mis kokuludur
*
Yarınlar da yine seninle güzel olmalı
Seninle silinmeli gönüllerden kin, nefret, zan
Ve bütün bekleyişler son bulmalı
Şiirler söylenmeli barıştan, birlikten, aşktan...
*
Çiğdem Seçkin Gürel
1 Mart 2007,Ankara

--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :

Sayın Çiğdem Seçkin Gürel,
Gösterdiğin yakın ve samimi ilgiye çok teşekkür ederim. Burada belirttiğin nezih, temiz ve güzel duyguları bir dua olarak kabul ediyorum. İnşallah bir gün duaların gerçekleşir. Hayat ne kadar garip. Daima artı ve eksi, pozitif ve negatif, olumlu ve olumsuz yan yana, beraber gidiyor. Elinize dünyanın en güzel çiçeğini, gülü, okşamak, koklamak için alıyorsunuz. Hemen yanıbaşında koca koca dikenler. Bir atasözü vardır, “Gülü seven, dikenine katlanır” diye. Yine bir zamanların meşhur şarkısı hatırıma geliyor

“Dikensiz gül olmazmış”

Gece gündüz, karanlık ve aydınlık, bilgi ve cehalet, iyilik ve kötülük, sevgi ve nefret beraber gidiyor. Tasavvufta bir kural vardır: “Her Musa’nın bir firavunu bulunur” diye. Necip Fazıl da bu duyguyu şöyle anlatıyor

“Ey düşmanım, sen benim rüzgarımsın, hızımsın
Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın”

Çok küçük yaşlarımdan itibaren iki düşüncem oldu. Kendimi yetiştirmek ve insanlara faydalı olmak. Ve bunları hep sevgi çemberi içinde götürdüm. Allah şahittir. Bugün yetmişüç yaşındayım. Günde onbeş ilaç alarak ayakta durmaya çalışıyorum. Bir yıl önce bana hayat veren, ışık veren, sevgili eşimi kaybettim. Yapayalnızım. Ama çevremdeki bazı insanlar bana kinlerini, nefretlerini kusmak için sıraya giriyorlar. Bir türlü hafsalam almıyor. Çok eski tarihlere gidiyorum. Üç, dört yaşıma kadar bakıyorum, hayatımda insanları sevmek ve onlara faydalı olmak en büyük gayem oldu. Bugün de bu aşkla yaşıyorum. Kitap çalışmalarım (ki şu anda yedinci cildin hazırlığı içindeyim), dergilere yazılar, televizyon konuşmaları, internetteki sitem, ki kimse bana günü gününe cevap verilmedi diyemez, bazı cevaplar geceyarısı herkesin uyuduğu bir saatte uykudan, istirahattan çalınarak veriliyor, telefonla dünyanın her tarafından sorulan sorulara verilen cevaplar. Bazı kimseler özel görüşme istiyorlar. Biz duygularımızı ve düşüncelerimizi ne yazıyla, ne internetle, ne telefonla anlatamayız diyorlar. O zaman yağmur demeden, kar demeden, fırtına demeden yola çıkıyorum, onlarla görüşmek için. Belki bir kişinin sorunlarını çözmesine yardım ederim, bunu da yapamazsam gözyaşlarına ortak olur, ıstırabını dindiririm diye. Bunların dışında yeni yayınları günü gününe takip ediyorum. Eğer vakit kalırsa bir iki saat uyumaya çalışıyorum. Ama bakıyorum katran ruhlu bazı insanlar yumruklarını sıkmışlar, içlerinin alevini, kinlerini, nefretlerini kusuyorlar. “Yarabbi diyorum bu ne hikmet”. Bütün bu çalışmalarımdan benim hiçbir maddi çıkarım, menfaatim yok. Bugüne kadar hiçbir kitabımdan bir kuruş cebime girmedi. Kitap fiatı olarak da sadece kağıt ve matbaa masrafını koyuyorum. Ne siyasetle, ne koltuk kapmayla, ne ticaretle hiçbir ilgim olmadı ve olmayacak da. Ama sıkılan yumruklar azalmıyor. Ben de diyorum ki “Yarabbi, benim vekilim Sensin, Senin adaletine inanıyorum”.

Öbür tarafta içi nur, dışı nur birtakım güzel insanlar bana hayatımın en büyük armağanını veriyorlar. Gerçekten tertemiz, bembeyaz sevgileriyle bu garip insanı bağırlarına basıp, teselli ediyorlar. Allah, hepsinden razı olsun. Ne yapalım, hayatın kuralı bu. Mecburi boyun eğeceğiz. Başka çaremiz yok.
Değerli yavrum, yazdığın çok güzel şiir için sana teşekkür etmek istesem kelimeler o kadar sönük kalacak ki sadece gözyaşlarımı içime akıtarak edeple başımı öne eğiyor, “Yavrum, Allah senden razı olsun” diyorum.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan
Allah'ın Rahmeti,Peygamber Efendimiz SAV'in Şefaati Onun ve Hakka Göçen Yakınlarının Üstlerine Olsun.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]