Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Muhterem Sabri Babamızın sohbet bahçelerinden derlemeler.
Gönderen : Sabri Babadan Mesaj
Tarih : 12/24/2023 5:12:50 PM


.
MUHTEREM SABRİ TANDOĞAN BÜYÜĞÜMÜZÜN SOHBET BAHÇELERİNDEN DERLEMELER
"Emrolunduğun gibi dosdoğru ol”. Hud Suresi, 112. Ayet-i Kerime

Peygamber Efendimizin saçlarını ağartan Ayet. Allah’tan gerçekten korkan, hiçbir şeyden korkmaz. Hem Allah’tan, hem kuldan korkmak olmaz. Kimse bizi sevmeyebilir, ama biz yine doğruları söyleyeceğiz. Bu asırda Allah, Peygamber yolunda yürümek kolay değil. Bir müfettiş intiharı düşünüyormuş. Teftişe gitmiş, üst makamlardan telefon gelmiş. O teftiş edilecek namussuz filancanın yakını diye müspet rapor vermek için zorlamışlar. Müfettiş büyük sıkıntı içindeymiş. Efendimiz, o zata, teftişe gittiğinde doğruyu rapor etmesini söylemiş. “İnsana rızkını veren üst makam değil, Allah’tır” demiş. İskender büyük bir orduyla sefere çıkmış. Bakmış filozof Diyojen bir fıçının içinde oturuyor. İskender “Dile benden ne dilersin” deyince Diyojen “Gölge etme” demiş “başka ihsan istemez!”.

Beni Allah tutmuş, kim eder âzât?

Necip Fazıl Kısakürek

Az yaşayın, çok yaşayın, akibet ne ise başa gelir... Düşüncelerimizi söylemekten korkmayalım. Bugün bir çok ana baba evlâtlarına kırılmasın diye tek söz söylemiyor. Neden bu evlât, karı koca dalkavukluğu? Hz. İnsan olabilmek için Allah’ın kulu olacağız, yoksa kulun kulu oluruz. O zaman evlâdımıza, eşimize dalkavukluk yapalım. Allah’ın yolunu seçtiysek helâk olacağımızı bilsek de doğru yoldan ayrılmayacağız.

“Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden ibarettir.” Enam Suresi 6/32

Bu dünya hayatında her şeyi oyun oynayan bir çocuğun saflığı, masumiyeti psikolojisinde yapmak gerekir. Bu katiyyen ciddiyetsizlik değil. Biz kendimize hayalen kaleler yapıp, ruhumuzu hapsetmiş, kendi kendimize günahkâr olmuşuz. Güzel sanatlar olmasa, o dersten de o talebeden de hayır gelmez. Bir ev kadını makine midir ki, 24 saat ev temizleyip, bulaşık yıkayacak? Bu kadın hayatın içinde olmayacak mı? Bir hocaefendi sadece dua mı edecek, bir güzel müzik dinlemeyecek mi? Bir sanat dalını sevmeyecek mi? Bir güzel kitap okumayacak mı? Mesele hayatı bir oyun haline getirebilmekte.

İbadet ne kadar önemliyse, dinlemek ve eğlenmek de o kadar önemlidir. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) at yarışları yaptırır, Hz. Bilâl’e gazel ya da şiir okuturdu. Müzikten çıkan nağmeler ruhu dinlendirir. Mevlâna Hz. de ney, kudüm dinliyordu. İstirahatta, eğlencede bir yenilenme hissedilir. Eğlenmekten kasıt göbek atmak değil. Pikniğe gitmişsin, mangalı yakmışsın, domatesleri, köfteleri, pirzolaları dizmişsin...Güneşin doğuşu, batışı, bulutlar, kuşlar, çiçekler... Zaman aralıklarını değerlendirememenin sebebi ruhi ve bedeni yorgunluktur. Yorgun argın namaz kılabilir misin? Mutlaka biraz dinlenip öyle kılarsın. Asıl marifet bütün çalışmalarını bir ibadet haline getirebilmektedir.

“Bir insanın Allah aşığı olup olmadığı, göz bebeklerinden belli olur. Gözbebekleri pırıl pırıl değilse, hayatiyet, canlılık fışkırmıyorsa O Hak aşığı değildir.”

Mevlâna Hz.

Hayatınıza bir renk, bir anlam, bir neş’e katmaya gayret edin... “İnsan beyni mideye benzer, önemli olan ne kadar yenildiği değil, nasıl hazmedildiğidir.” Saadet, insanın içindedir. İçindeki ışığı gün ışığına çıkarmalıdır. Kimse kimseyi mutlu edemez aslında, sadece içindeki cevherin dışarı çıkmasına yardımcı olur. İnsanın içinde mesut olma arzusu varsa, aklını kullanarak kendini mutlu edebilir. Kanaât sahibi olan insanlar ufacık şeylerle mutlu olurlar.

Velâyet makamı hakkında konuşuluyor...

Hz. İnsan olmak kulluğun da ötesindedir. Velâyet makamı hepsinin üstündedir.

Tasavvufta yedi basamak var, onun için Kâbe’nin etrafında yedi defa dönülür. 3’ü fenâ makamı, 4’ü beka makamıdır. Cüneydi Bağdadi Hz. bekada idi. Nerede, nasıl, ne şekilde hareket edileceğini öğrenmektir Beka makamı. Burayı tahsil edebilmek çok önemlidir. Her yerin davranış şekli ayrıdır. Düğüne giden güler, ölüye giden ağlar, hamama giden terler...

Bütün mesele nerede, ne zaman, ne şekilde hareket edileceğini öğrenmekte. Bunları bilir ve uygularsan sevilirsin her yerde, dünyan da, ahiretin de cennet olur. Mutlu, huzurlu, neşeli bir hayat yaşarsın. Fenadan, bekaya geçişi mürşidi yapar. Fenayı yaşamadan bekaya geçişi olmaması genel bir ilkedir. Tavır almada zorlandığında hocana müracaat edeceksin. Genel kural, sadece Hak yoluna baş koymuş, geçim derdi olmayan, tek amacı bu olanlara hastır (Yunus Emre Hz. gibi). Sizler hem ev geçimi hem de türlü sıkıntılarla baş etmeye çalışıyorsunuz. Fenadan bekaya geçiş bu koşullara göre genel çerçeve dahilinde günümüzde daha esnektir.

Müride manevi yolda ilerleyebilmesi için çile verilmesi hakkında konuşuluyor...

Münir Derman Hz.’ni annesi beş yaşında çileye sokmuş. Münir Bey dört yaşındayken hocası onu minareye çıkartmış, alt katı kıraathaneymiş. Şerefeye getirdikten sonra oradan aşağı itivermiş. Münir Derman Hz., bir pamuk gibi yumuşacık, kıraathanede oturan babasının ayaklarının dibine düşüvermiş. Size bir şey veren, sizden bir şeyler isteyen her türlü durumunuzu hesaba katarak bir şeyler veriyor, bir şeyler istiyor veya bir şeyler istemiyor. Siz kendinizi sakın Münir Bey’le mukayese etmeyin. Onun annesi de Veli idi. Ya sizin anneniz? Onun için herkese kendi durumuna göre... Omuzunun üstüne senin taşıyabileceğinden daha fazlasını yüklersem, sana ihanet etmiş olurum. Siz kendinizi kimseyle kıyaslamayın.

...

Sabri Tandoğan Hz.
Allah Ondan ve Aile Efradından Razı Olsun

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]