Sayın Mevlüt Bey,
3.7.2007 tarihli mailinizi aldım.
Efendim, bana akla gelen her soru sorulabilir. Ben sohbetlerde de ne kadar çok soru sorulursa o kadar memnun olurum, mutlu olurum. Soru zekanın kıvılcımıdır. Soru sormayan insan düşünmüyor, dolayısıyla yaşamıyordur. Yalnız bu soruların beş yaşında bir çocuğa bile sorulsa bir edep, bir incelik, bir zarafet içinde sorulması gerekir. Karşımızdakini itham ederek, küçük görerek, onunla alay ederek soru sormaya ne denir, onu sizin yüksek anlayışınıza bırakıyorum. Bir münasebetsizlik karşısında bir insanın tedirgin olmasından daha doğal ne olabilir? Üstelik yapılan iş kesinlikle çıkarla, menfaatle, küçük hesaplarla ilgili olmazsa. Sadece Allah rızası için yapılıyorsa ve olağanüstü zor koşullar altında yapılıyorsa, kimseden takdir teşekkür beklenmiyorsa, bir alaycı ifadeyle karşılaşmak acaba sizi üzmez mi? Bunu niye çok görüyorsunuz. Buradaki hicret sözü bir mekandan başka bir mekana göçtür.
Durumun takdirini himmetinize bırakıyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Biraz edep, biraz saygı Yazan Mevlüt
Cvp: Biraz edep, biraz saygı Yazan Sabri Tandoğan