|
Konu : Muhammedi bir aşkla evreni kucaklayabilmek...
Gönderen :
Çiğdem Seçkin Gürel
Tarih :
4/25/2025 4:47:43 PM
.
MUHAMMEDİ BİR AŞKLA BÜTÜN İNSAN, HAYVAN, BİTKİ VE EŞYAYI KUCAKLAYABİLMEK...
MEKTUP-CEVAP
Çok Değerli Büyüğüm, Sevgi Yumağı Aziz Babacığım,
Size ve bütün dostlara bütün zamanlarınızın esenlikler, hayırlar ve güzelliklerle dopdolu olması dilekleriyle merhaba...
Sevgili büyüğüm siz bütün yaşantınızda sevgiyi ön plana çıkarıyor, yerdeki bir kum tanesinden gökyüzündeki samanyoluna kadar bütün evreni aşkla sevgiyle kucaklıyor ve bir insan ancak sevgileri kadar vardır diye belirtiyorsunuz... Evrendeki bütün canlılar arsında da aslında mevcut olan bir sevgi bağı var... Ve evrendeki bütün canlılar her an iletişim ve etkileşim halinde...
Bir gönül dostu gönderdiği bir yazısında çok güzel bir sözle bunu belirtiyordu:
“Bir yıldızı üzmeden yerdeki bir çiceği koparamazsınız”
Sevgili büyüğüm, Profesör Eva hanımın bir çay bardağından çıkan sesin evrenin bütün hücrelerinde duyulacağını ve hissedileceğini belirten yazısını da sizden dinlemiştik...
Bundan kısa bir süre “5. Sır” isimli bir kitabın bir bölümünde bitkilerle yapılan bazı deneylerden bahsediliyordu. Bir bitkinin yanına can çekişmekte olan bir hayvan bırakılıyor ve bitki, kendisinden gelen elektrik sinyallerini algılayarak ekranda gösterebilen bir cihaza bağlanıyor. Hayvan bırakılmadan önce alınan sinyaller normal seyrinde iken hayvan can çekişirken bitkinin de etkilendiği ve acı çektiği, değişen sinyal kayıtlarından anlaşılıyor. Bu deneyi dinledikten sonra Resulullah Efendimizin “Baskalarının derdiyle dertlenmeyen bizden değildir” Hadis-i Şerifi geliyor insanın aklına...
Yine kitaptaki bir başka deneyde bir sardunya bitkisi alınıyor. Bir kişi bu sardunyaya sık sık sevgi sözleri söylüyor, onu okşuyor, suluyor, besliyor. Daha sonra ise ikinci bir kişi getiriliyor, o da sardunyaya eziyet ediyor, dallarını koparıyor, üzerinde sigara söndüyor ve gövdesini çizikler atıyor. Daha sonra bu sardunya da cihaza bağlanarak içeriye ona daha önce sevgi gösteren kişi alınıyor. Bitkiden gelen sinyaller oldukça sakin bir görünüm çiziyor. Sonra eziyet eden şahıs içeriye sokulduğunda bitkiden gelen sinyaller aniden değişiyor ve iniş çıkışlar halinde şiddetli tepkiler gösteriyor....
Çok değerli büyüğüm, bu örnekler de gösteriyor ki sevgiler ve güzellikler kadar sevgisizlik ve kabalıklar da evrenin bütün hücrelerine yansıyor. Evrende bir sevgi kaynağı olup onu yayabilenlere, olumsuzlukları güzelliklere dönüştürebilmek için gayret gösterenlere, sade kendisinin değil başkalarının da mutluluğuna odaklanabilenlere, kalbi şartsız, koşulsuz sevgiye adanmış olabilenlere ne mutlu...
Değerli büyüğüm, siz de sevginin en güzel bir zirve örneği olarak bizlere hayatın, varoluşun güzelliklerini her fırsatta bizzat örnek olarak sunuyor, gösteriyorsunuz. Bir çay bahçesindeki havuzun kenarına belki toparlanır diye bırakılan yarı baygın, solgun görünümlü iki saksı ortancanın sizin orada bulunduğunuz bir iki saat içinde canlanıp dirilmelerini, taze bir görünümle kısa bir süre içinde ayağa kalkmalarını başka ne ile izah edebilirdik yoksa?
Çok değerli aziz büyüğüm, bütün dostlara ve size sonsuz hürmet, sevgi ve selamlar sunarak o gülden ellerinizden öpüyor, ve size dünyanın bütün sevgilerini sunuyorum.
Allah’a emanet olunuz...
Çiğdem Seçkin Gürel
Sayın Sabri Tandoğan Hz'nin cevaben yazdıkları :
----------------------------------------------------------
Sayın Çiğdem Seçkin Gürel,
30.5.2008 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, gönderdiğin mailde sevgi motifini ne güzel işlemişsin. Ellerine sağlık. Gerçekten sevgi olayı o kadar büyük, o kadar yüce ki bunu yalnız insanlara hasretmek hayatı hiç anlamamak olur. Her zerrede sevgi olduğuna bütün kalbimle inanıyorum. Değil insanlar, hayvanlar, bitkilerde de, eşya ve cemadatta da asıl unsurun sevgi olduğuna inanıyorum. Onlar da sevgiye inanıyorlar.
Kaçıncı defadır bilemem, otuz yıllık, kırk yıllık bir elbisemi giyiyorum, bana güle güle giy diyorlar. Çünkü ben onları seviyorum. Zaman zaman gardırobumu açarım, onları severim, öperim, okşarım. Onlar da beni seviyorlar. Onları giymemi heyecanla bekliyorlar. Bunu her şey için söyleyebiliriz. Bazan bulaşık yıkarken tabakları, bardakları, çatal kaşıkları da severim, öperim, okşarım. Onlara güzel sözler söylerim. Ben, eşya ile de bir sevgiyi paylaşıyorum. İsteyen inanır, isteyen inanmaz. Bu onların bileceği bir iş.
Önemli olan bir sevgiyi ama temiz, ama büyük, ama güzel bir sevgiyi bütün varlığında hissetmek, onu yaşamak, “Sevmek, devam eden en güzel huyum” diyebilmek. “Aşk gelicek, cümle eksikler biter”, “Seviyoruz, seviliyoruz, güzelliğimiz bu yüzden” diyebilmek. Ve nihayet son nefesimizi verirken Ömer Hayyam gibi
“Sevginle gireceğim toprağa
Sevginle çıkacağım topraktan”
diyebilmek. Yapabilenlere, yaşayabilenlere ne mutlu.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.
|