Saygı ve Sevgi ile Ellerinizden öperim Değerli Büyüğüm,
Ahir zamanda yaşadığımıza bir şüphe kalmadı zannedersem. Dünya nüfusu da bir hayli artmış durumda. Dünya üzerindeki kaynaklar sabit olduğu için insan sayısındaki artış insan payına düşen kaynağı da azalttı. Varmak istediğim nokta, insanların geçimlerini sağlamaları bir hayli zorlaştı. "Ekmek aslanın ağzında" tabiri daha bir geçerlilik kazandı. Buna bağlı olarak insanların ibadet hayatı da riske girmiş oldu kanaatimce. Bazı büyüklerin söylediği gibi, ahir zamanda geçim sağlama işi insanların ibadet hayatını, dolayısıyla ahiret hayatını tehdit etmeye başladı.
Bir önceki yazıma cevaben göndermiş olduğunuz yazınızda "kendini bu kadar özletme" demişsiniz. Allah razı olsun. Sizi çok seviyorum. İnşallah daha sık yazacağım. Yazılarıma bu kadar ara vermemin en büyük sebebi, yukarıda sözüne ettiğim durumda saklıydı. Ama bunun yanlış olduğunu şok edici bir hikmetle anladım şükürler olsun. Dünya işlerine derinlemesine dalmamdan kaynaklı olacak 2-3 gün evvel çok ciddi bir sıkıntı içinde hissetmeye başladım kendimi. O kadar bunalmışım ki midemde büyük bir sancı oluştu. Bu sıkıntı içindeyken yardımcı olur umudu ile ABDULKADİR GEYLANİ HZ.LERİNİN FÜTUHUL ĞAYB isimli kitabını aldım elime. Rasgele(rasgetirile) açtığım sayfada "OTUZALTINCI MAKALE" başlığı vardı. Okudum, okudukça şok oldum. Şükürler olsun.
Not: Dünya işlerine derinlemesine dalma amacım kesinlikle maddi çıkar elde etmek değildi. Bilakis bu işleri de Allah rızası için yapmayı baştan planlamış bir kişiyim. Sonuçta amaç bu olsa bile "DERİNLEMESİNE DALMAMAK" gerekiyorumuş, bunu anladım.
OTUZALTINCI MAKALE
(Dünya ve Dünya Üzerine)
Ahiretini sermayen, dünyanı da onun getirdiği kar bil. Vaktini öncelikle ahiretini kazanmak için değerlendir. Geri kalan vakitlerini de, dünyanı ve dünyalık ihtiyaçlarını gidermek için kullan.
Dünyanı sermayen, ahiretini de onun kazancı gibi görme. Dünyadan artakalan vakitlerinde, ahiretinle meşgul olma durumuna düşme. Böyle yaparsan ancak boş vakitlerinde ibadetlerine vakit ayırır, onları gereklerine uygun bir şekilde yerine getirmez, namazlarını tadil-i erkanına riayet etmeden, baştan savma bir şekilde eda edersin. Üstelik onları yaparken de yorgunluk ve sıkıntı duyar, gaflet içinde olursun. İbadetlerini eda etmez, pis bir leş gibi gündüzü de bomboş geçirirsin. Nefsine, arzularına ve şeytanına uyar, ahiretini dünya ile değiştiririsin. Halbuki sen, nefsini dizginleyip, ahiret saadetini ve selametini kazanmakla emrolunmuştun. Böyle yapacağına, onun arzularına uymak, ve iradeni ona teslim etmek suretiyle, nefsine zulmetmiş oluyorsun. Dünya ve ahiretin hayırlarını elinden kaçırıyorsun. Dünya ve ahirette iflas ediyorsun.
Ahiret yolunda girmiş olsan ve onu sermayen yapsan, dünyayı da ve ahireti de kazanacaktın. Nasibindeki dünyalık sana hiçbir sıkıntı ve darlık vermeden gelecekti. Allah Resulu (S.A.V.)'in de ifade ettiği gibi; "Allah ahirete niyet edenlere dünyayı da verir. Ama dünyaya niyet edenlere ahireti vermez" .....
Makale akıl almaz güzellikte devam ediyor. Keşke herkes bu duyguyu yaşayabilse...
Hakikaten de bu makaleyi okumadan önce namazların farzlarını kılıyordum sadece zaman sıkıntısından dolayı, farzları da konsantre olamadan, aklımda başka düşüncelerden kurtaramadan kılıyordum maalesef
Son verirken yazdıklarıma Yüce Kitabımız'dan bir ayeti hatırlatmak istiyorum.
"Bazılarınız dünyayı, bazılarınız da ahireti istersiniz." (Al-i-İmran, 152)
Sizin ve tüm Gönül Dostlarının ikinci gruba dahil olabilmesini niyaz ediyorum. Yazının uzun olmasından dolayı affınıza sığınır ve Güzel Ellerinizden öperim.
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Muhteşem yolculuk Yazan Sami Melih
Cvp: Muhteşem yolculuk Yazan Sabri Tandoğan