Ne güzeldir Allah dostları, Efendiler efendisinin yoldaşları, semaların en parlak yıldızları, herbiri birer umman, herbiri sedefte gizli inci. Mesafeleri ışık süratinde geçen, alemler avuçlarında dürülü, sırlar içinde sırra kadem basmışlar.

Sizin yanınızda olanlar, sohbetinizde bulunanlar ne güzel insanlar, sizin mübarek ellerinizi öpenler Resulullah Efendimizin gül kokusunu alıyorlar.

Duaların en fazlası sizi incitenler,kıranlar için olmalı,o kadar kör ve o kadar sağırlar ki, bile bile, sadistçe size saldıranlar, o kadar zavalllılar ki...

Onlar sizin döktüğünüz her damla gözyaşını nefsiniz hesabına zannedip şekle takılıyorlar.Yalan her zaman olduğu gibi gürültü yapıyor,hakikat sükut ediyor.İkiside birbirine karışmıyor,aralarında gizli bir perde var.

Sizi incitip kıranların esasında kime çattığını Sevgili Yunus'umuz iki mısrada özetlemiş:

"Gönül Çalab'ın tahtı,Çalab gönüle baktı

 İki cihan bedbahtı kim gönül yıkar ise"

Sevgili Babacığım, Nur Dedem mümkün olsaydı çektiğiniz yükü seve seve üzerime alırdım, zerre kadar gocunmadan. Maddi-Manevi ilmin anahtarları elinizde, huzurunuzda boynumuz kıldan ince,ama cür'etimi bağışlayın bunu söylemek zorundayım. Siz yalnız değilsiniz, dostsuz hiç değilsiniz. Benim dünyamda, benim gönlümde hep varsınız, hep var olacaksınız. Çünkü ben aşkı bilmiyordum, çünkü ben sevgi bilmiyordum, çünkü benim kalbim kırıktı, o yolda koltuk değnekleriyle yürüyordum  ve artık koşmak koşmak, kozadan çıkıp kelebek olmak, kanatlanmak istiyordum ve benim ellerimden tutup bu pırıl pırıl ,bu bambaşka aleme, o uçsuz bucaksız gönül aleminize beni kabul buyurdunuz. Varlığınızı her daim yanımda hissediyorum, zora düştüğüm anlarda ellerimden tuttuğunuzu biliyorum. Artık sizi seviyorum diyemiyorum. Çünkü size olan sevgim sürekli artıyor, sürekli genişliyor ve ben onu yakalamaktan aciz kalıyorum...

Bu kırık dökük mailim belki sizi sevindirir. Kırık dökük ama Allah şahit samimi...

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :