Sayın Meliha Özdener,

18.7.2007 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, bu iki dargın arkadaşının arasını bulmak için gayret etmen, çaba harcaman takdire değer. Bu nedenle seni kutluyorum. Günümüzde insanlar insani duygulardan öyle uzaklaştılar, maneviyatı öyle solladılar ki artık böyle teşebbüsler olmuyor bile. Ben, Ankara’da ve İstanbul’da şahit olduğum iki olayda bunu gördüm. Pekala biliyorlar ki ortada ciddi hiçbirşey yok, olamaz da, olmasına imkan da yok. Ama durumu bilen bazı kimseler “bana ne” dediler, “bu iki kişi arasındaki bir mesele, bizi hiç ilgilendirmez”. Açık söyleyim ben bu kimselerin insanlığından şüphe ediyorum. “Bana ne, umurumda bile değil, beni ilgilendirmez” demek, “ben insanlıktan istifa ettim, artık benim insanlıkla hiçbir alakam kalmadı” demektir. Onlara sadece Galatasaray tribünündeki kadar yuha çekilir. Taraftar hiç olmazsa kendi trübünlerini ateşe verdi. Bu tür insanlar kendi ruhlarını ateşe veriyorlar, farkında değiller. Yarın bunun hesabını nasıl verecekler hiç düşündüler mi? Her neyse. Gelelim sorduğun meseleye. Ben olsam şöyle yaparım: Uygun bir yerde o kişi kişiyi yemeğe davet ederim. Birbirlerinden habersiz olarak gelirler. Sofrada çok ince taktiklerle meseleyi açar, ortada sadece bir yanlış anlama olduğunu, bunun da ebedi kırgınlığa değmeyeceğini anlatırım. Ve “haydi”, derim, “benim hatırım için bu mesele burada bitsin”. Tabi bu yüzlerce çözüm yolundan sadece birisi. Bir örnek vermek için söyledim. Ama günümüzün gırtlağına kadar nefs dolu, ego dolu, bencillik dolu, insanlıktan uzaklaşmış kimseleri iki kişi darılınca memnun bile oluyorlar. Bana ne, deyip omuz silkmek bir insanın gergedanlaştığının en güzel belirtisidir. Ama şüpheleri olmasın bunun faturasını çok acı ödeyecekler. Onlar, insanlığın yüzkarası, utanç vesileleri.

Sevgili yavrum, ben bu metodla hayatta yüzlerce insanı barıştırdım. Ama sen başka metodlar da deneyebilirsin. Fakat muhakkak dene. İnsanlar süratle gergedanlaşıyor. Allah bizleri korusun.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :