Sayın Mahmut Güçlü,

21.7.2007 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, ortada üzülecek, çaresiz kalınacak hiçbir durum yok. Allah’ın izniyle bu zorluğu da aşacaksın. Bilirsin tarihte gayretleriyle sorunlarını yenip en meşhur hatip olan nice insanlar var. Benim aklıma önce Romalı hatip Demosten geliyor. O bir kekeme olarak hayata başlamıştı. Fakat kesin kararlıydı. O, Roma’nın en ünlü hatibi olacaktı. Sabırla işe başladı. Kıymetli yavrum, buradaki en ince nokta bu: İşe  ölümüne başlamak. Öyle "ay sıkılıverdim, bunalıverdim" demek yok. Hayatını ortaya koyacaksın. Ya ben onu yeneceğim, ya o beni diyeceksin. Önce sevdiğin bir metni al, bu düz yazı da olabilir, şiir de olabilir, oku. Tekrar oku. Tekrar oku. Biliyorsun Edison elektriği bulduktan sonra sormuşlar: “Efendim, kaç deney yaptınız?”, Edison “iki yüz bin” demiş. “ya demişler iki yüzbinde netice alamasaydınız?”, Edison gülmüş, “hiç”, demiş, “ben de üç yüzbine doğru yol alırdım”. Olay bu yavrucuğum. Öyle beş on egzersizden sonra şımarık zengin çocukları gibi “Ay, ben sıkıldım, oynamıycam” demek yok. Tekrar, tekrar, tekrar, sonra yine tekrar, sonra yine tekrar.

Kıymetli yavrum, senin bunu başaracağına bütün kalbimle inanıyorum. Piyasada birçok diksiyon kitapları var, bunlardan birini alarak da çalışabilirsin. Uzun yıllar önce ben diksiyon hocalığı da yaptım. Senin gibi konuşması zor olan kimseler sonunda bülbül gibi konuşmaya başladılar. Bütün mesele azmetmek. Olay bu kadar. Şimdiden başarılar diliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :