Çok Değerli Büyüğüm ;
Hani siz bir mailde bana cevaben : "Bir kitap okuyorsun, bir bölümü veya bir cümleyi anlayamadın, onu geç. Üzerinde ısrar etme. Başka bir zamanda yine oku. Anlayamazsan başka bir zamanda yine oku " buyurmuştunuz.Gerçi o mailde sorduğum soru sizi belki biraz üzmüştür ama bana getirisi çok fazla oluyor. Artık sürekli tekrarladığım bölümleri sıkılarak değil, zevkle okuyorum bu da görüş ufkumu (kısa yoldan) epeyce genişletiyor.
Ben Shakespeare'yi çok severim. O'na ait sonelerin toplandığı "Tüm Soneler" isimli kitapta, 6. sone şöyle:
"Ne yap yap,kurban gitme kışın zalim eline;
Özün arıtılmadan,Yaz'ı almasın senden ;
Bir şişeye bal akıt,bir yere bir hazine
Sun güzel hazinenden, kendin sona ermeden.
Bu iş haram değildir, tefecilik de değil,
Sevinç verir gönüllü borç ödeyenlere.
Görevin bir başka "SEN" yaratmaktır,bunu bil;
İşte on kat mutluluk, on gelir bir yerine,
On kat büyük bir görkem doğar gür benliğinden
Ortaya senin eşin on tane sen çıkar da,
Ölüm eli böğründe kalırdı göçünce sen.
Bırakırdı,yaşardın gelecek kuşaklarda.
Vazgeç inattan, öyle güzelsin ki,olmasın
Ecel senin fatihin, solucanlar mirasçın."
Dün bir sayın büyüğümle konuşuyorduk. Heyecanla,güzel bir sohbeti beklerken,O da diğer sıradanlaşmış, yaratıcılığını kaybetmiş kimseler gibi aynı şeyleri tekrar edip durdu. Ve ben dün o kadar sıkıldım ki (aynı şeylerin tekrarlanmasının verdiği bıkkınlıktan dolayı), defterimi açtım ve yukarıda ki mısraları okudum.Sizin beni çok etkileyen bir sözünüz var: "Biz olduğumuzu zannettiğimiz kimse değiliz."
Hocam tüm düşündüklerimizi,duygularımızı,fiiilerimizi hep içimizde ki "BEN" in ortaya çıkmasını sağlayacak şekilde kanalize etmeliyiz değil mi?
İyi ki varsınız.Hiç değilse bizi anlayacak,anlamakla kalmayıp, bizi candan sevecek birinin olması ne büyük lütuf. İnşallah biz de size hep layık oluruz.
Sevgiyle, saygıyla, hürmetle güzel ellerinizden öperim.
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Daha iyiye, daha güzele Yazan Esra
Cvp: Daha iyiye, daha güzele Yazan Sabri Tandoğan