Sayın Ayşe Hanım,
25.7.2007 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum epeydir maillerinin özlemini duyuyorduk. Şükürler olsun Allah yine kavuşturdu. O kadar güzel yazmışsın ki tekrar tekrar okuma ihtiyacını duydum. Mana alemine giden yolun edep ve tevazuudan geçtiğini ne güzel belirtmişsin. Allah razı olsun. Buna kesinlikle inanıyorum. Bir kimse oniki fakülte bitirse, binlerce kitap okusa eğer edep ve tevazudan nasibi yoksa benim nazarımda hiç de makbul bir insan değildir. Öylelerine hiçbir zaman sevgi ve saygı duyamadım. Neden ölçü olarak edep ve tevazuyu alıyoruz? Çünkü bir kimsede kadın veya erkek, genç veya ihtiyar, köylü veya kentli hiç farketmez edep ve tevazuu yok ise o şahsın kafası karmakarışıktır. Kafasının içi bir cenk meydanı gibidir. Bu formülü çevrende gördüğün insanlara uygulayabilirsin. Netice hiç değişmez. O burnu büyük, çevreye küçümser nazarlarla bakan firavun taslakları hayat boyu ne severler, ne sevilirler. Onların tek bağlı oldukları varlık kendi nefisleri, egoları, idealleridir. Onların kendine hayrı yoktur ki sana, bana olsun. Ne diyelim Allah ıslah etsin.
Kıymetli yavrum, yeni maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Hayatın özü: Edep ve tevazu Yazan Ayşe
Cvp: Hayatın özü: Edep ve tevazu Yazan Sabri Tandoğan