Sayın “Hattat”,
29.7.2007 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, aslında hepimiz hayrı, iyiliği, güzelliği göstermek ve yaymakla yükümlüyüz. Bir kişiye yapılan iyilik bütün insanlığa yapılmış gibidir. Keza bir tek kişinin kalbini kırmak bütün insanlığın kalbini kırmak gibidir. Allah, cümlemizi hayrı söyleyen, iyiliği gösteren, insanları mutlu etmek için çırpınan kullarından eylesin. Bir süre sonra hepimiz Hakka göçeceğiz. Bize soracaklar, “Tamam, dünyada yedin, içtin, yatıp uyudun, gezdin, tozdun. Ama Allah rızası için ne yaptın? Allah’a döneceğini bildiğin halde yanıbaşında neler getirdin?” Bütün bunlar sorulacak bize. İnsanlar birkaç saatlik bir piknik için günlerce hazırlık yapıyorlar. Kimi börek, kimi dolma, kimi köfte yapıyor. “Aman”, diyorlar, “piknik yerine vardığımızda yaygılar yayıldığında elimiz boş olmasın”. Herkes birşeyler getirirken biz elimiz boş olarak Hakka göçersek orda ne diyeceğiz? Bu nedenle elimizden geldiği kadar, gücümüzün yettiği kadar hepimizin bu dünyada Allah rızası için bazı hayırlar, iyilikler, güzellikler işlememiz lazım. Ya bize sorarlarsa, “Hayatında kaç açın karnını doyurdun, hayatına kaç kişinin gözyaşına ortak oldun, kaç kişinin ıstırabını paylaştın?” Ne diyeceğiz? O anda ne yapabiliriz. Geriye dönüşü yok ki. Bütün bu nedenlerle yaşadığımız günleri bir fırsat bilip elimizden geldiği kadar gayret edelim. Olay bundan ibaret.
Kıymetli yavrum, yeni maillerini bekler, selam, sevgi ve saygılarımı sunarım.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Asıl büyük piknik Yazan Hattat
Cvp: Asıl büyük piknik Yazan Sabri Tandoğan