Sayın Ayşe Aydın,
29.7.2007 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, bu mailinde son derece önemli bir konuya değiniyorsun. Gerçekten nefs konusu o kadar önemli ki hayattaki başarımız, sağlığımız, mutluluğumuz, güzel bir yuva kurmamız hep buna bağlı. İnsanlar birtakım boş iddialar peşinde koşup akılları sıra hava basarken, cart curt ederken, kendilerini fasulya gibi nimetten sayarken farkına varmadan nefsin çukuruna düşüyorlar. Sonra da ömür boyu o bataklıkta çırpınıyorlar. Bana sorsalar “Sabri Bey” deseler, “Ankara’nın en kötü insanı kimdir, en günahkar insanı kimdir?” Ben kendimi gösteririm. Bir veli zat diyor ki “Sabahleyin evden çıkarken ayakkabamın üzerindeki tozdan kendimi daha büyük görsem ağlar, tövbe eder, Allah’a sığınırım”. Günümüz insanları bir alem. Gözünün üstünde kaşın var desen çılgına dönüyorlar. Kendilerinde hiçbir noksanlık kabul etmiyorlar. Aman Yarabbi, bu ne feci haldir. Bizler kendimizi ne sanıyoruz? Yunus Emre ne güzel söylüyor:
“Sana derim ey hoca
Sırat köprüsü nice
Kıllardan daha ince
Geç derlerse ne dersin
Miskin Yunus sen seni
Bir adam mı sanırsın
Halini, mikdarını
Bil derlerse ne dersin”
Sekiz asırdır yazdığı şiirlerle bütün insanlığa ışık veren, nur saçan kainatın en büyük şairi Yunus Emre kendisi için böyle diyor.
Allah cümlemizi nefsimizin maskarası olmaktan kurtarsın.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
"İlim kendin bilmektir" Yazan Ayşe Aydın
Cvp: "İlim kendin bilmektir" Yazan Sabri Tandoğan