Sayın Sami Melih Bey,
1.8.2007 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, önce o rahatsız arkadaşınla ilgilendiğin için sonra da Allah rızası için bu ilgini sürdürdüğünden dolayı seni yürekten kutluyorum. Ne güzel bir iş yapıyorsun. Bir insanın Allah rızası için yakınlık göstermek, el uzatmak, bence dünyanın en güzel olayı. Benim gözümde o kadar büyüdün, o kadar büyüdün ki gözlerim doldu. İçimden uzanıp ellerinden öpmek geçti. Ah yavrum, yalnızlığı çeken bilir. Onları kendilerine içtenlikle uzanacak bir ele öyle ihtiyaçları var ki. Müsaaadenle bir anımı anlatmak isterim. Yıllarca önceydi. Tek başına yaşayan, kimsesi olmayan çok yaşlı bir hanımı ziyarete gitmiştim. Sevindi, memnun oldu, dualar etti. Ayrılırken “Ablacığım”, dedim, “beni ne zaman istersen ara, sana müsaade var. Hemen Allah’ın izniyle taksiye atlar, yanına gelirim. Hiç çekinme olur mu? Ben seni çok seviyorum.” Gözleri dolmuştu. Öyle bir bakış baktı ki yaşadığım süre unutamam. Bu bir sözüm sanki ona can vermişti, hayat vermişti.
Geçen yıldı. Eşim Rana Hanım, Hakka göçmüş, adına hayat denilen bu karmakarışık alemin ortasında yapayalnız kalmıştım. Duyduğum acıyı, ıstırabı hiçbir kalem tasvir edemez. O sırada bir ailenin ihanetine maruz kaldım. Beni mahvetmek için ellerinden geleni yaptılar. Bir akşamdı. Evimde yapayalnız oturmuş ağlıyordum. O sırada pencerenin dışından bir sinek geldi. Dolaşıyordu. İçimde bir heyecan duydum. Keşke dedim, “bu sinek içeri gelse, benimle konuşsa. Onunla arkadaşlık etsek. Ona ıstırabımı anlatsam”. Ben bir sinekten bile medet, yakınlık, dostluk beklerken o ailenin ihaneti beni halen tekmemeye devam ediyor. Merak ediyorum yarın Mahkeme-i Kübra’da Allah’ın huzuruna çıktığımız zaman bunun hesabını nasıl verecekler? Onların adına ürperiyor, titriyorum.
Ah, sevgili dost, yalnızlığın ne olduğunu çeken bilir. Bu askerlik arkadaşına göstermiş olduğun sıcak, temiz ve samimi ilgi benim gözümde o kadar önemli ki seni nasıl tebrik edeceğimi bilemiyorum. Sadece başımı önüme eğiyor, Allah senden razı olsun, diyorum. Aman yavrum, bu çocuktan ilgini hiç çekme. Ona hayatta yalnız olmadığını göster. Göreceksin Allah seni nasıl mükafatlandıracak. Bizler de o çocuk için dua edelim. Göreceksin bu dualar nasıl etkili olacak. O çocuk nasıl güçlenip ayağa kalkacak. Bunu zaman gösterecek.
Aman yavrum, dikkatli olalım, hassas olalım. Hayatta ne yaparsak Allah rızası için yapalım. O zaman Gülten Akın’ın dediği gibi olacak:
“Bekleyin, bekleyin, durmaksızın bekleyin
Bir gün unutulmuş bir aynadan
Bütün sevgiler size dönecek”
Aslında hepimiz garibiz yavrum. Hepimiz yalnızız. Hepimiz uzanacak bir dost elinin sımsıcak, tertemiz, bembeyaz özlemi içindeyiz. Birbirimize el uzatmak için acaba neyi bekliyoruz? Unutmayalım ki bir gün bu sayılı günler bitecek, imkanımız kalmayacak. O gün manevi alemdeki yerimizi alırken “keşke, ah keşke” diye feryad edeceğimize şimdiden birbirimize Allah rızası için sevgiyle, saygıyla, edeple kucaklasak daha iyi olmaz mı?
Acaba ne bekliyoruz?...
Kıymetli yavrum, yeni maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Daha ne bekliyoruz? Yazan Sami Melih
Cvp: Daha ne bekliyoruz? Yazan Sabri Tandoğan
Cvp: Daha ne bekliyoruz? Yazan Sabri Tandoğan