Sayın Şaziment Tekcan,
4.8.2007 tarihli mailinizi aldım.
Efendim, mailinizi okurken aklıma herzaman olduğu gibi sevgili Yunus Emre geldi. Siz, öyle bir illete yakalanmışsınız ki bütün iyiniyetinize rağmen, bütün temiz kalbinize rağmen insanları uzaklaştırıyorsunuz. Yunus,
“Tehi görme kimesneyi
Hiç kimesne tehi değil”
diyordu. İşte mesele burada. Siz, çevrenizdeki insanlara tepeden bakıyorsunuz. Onları küçümsüyorsunuz. Ondan sonra da "Niye benden kaçıyorlar" diyorsunuz. Ya ne yapacaklar? Hayatta herkes sevgi, saygı, anlayış, dostluk bekler. Kimsenin küçük görülmeye tahammülü yoktur. İşte siz bu noktayı görememişsiniz. "Benim" diyorsunuz, "önce ben, sonra ben" diyorsunuz. Ve bu tavrınız insanları, korkutuyor. Olaylara objektif, tarafsız bir gözle bakamıyorsunuz. Evet, iyiniyetlisiniz, temiz, güzel duygularınız var. Bunda şüphe yok. Ama yetmiyor ki. Beşeri münasebetlerin bir özelliği var: Herkes karşısındaki insandan sevgi, saygı, yakınlık, ilgi, şefkat bekliyor. Bunu yalnız sizin beklentileriniz olarak ele alırsanız o zaman o ikilemin içinde sıkışır kalırsınız. Ve çıkacak bir kapı bulamazsınız. Belki yetişme yıllarınızda birileri size yanlış örnek oldu. İyiniyetle o örneği benimsediniz. Ama görüyorsunuz ki gemi kayalara vuruyor. Lütfen Yunus Emre’nin şiirini hiç unutmayın, her gün beş on kere tekrarlayın:
“Tehi görme kimesneyi
Hiç kimesne tehi değil”
Mahatma Gandhi, sabahleyin evden çıkarken kendini ayakkabısının üzerindeki tozdan daha büyük, daha yüce görse tövbe, istiğfar eder, Allah’a yaklaşmaya çalışırmış. Bir veliye soruyorlar “Efendim, çevre tarafından bu kadar beğenilmenizin, sevilmenizin, sayılmanızın sebebi nedir?” O zat cevap veriyor, “Ben” diyor, “kendimi bildim bileli sabahleyin evden çıkarken derim ki ‘bu çevrenin en kötü, en günahkar, en kusurlu, en hatalı insanı benim. Allah’ım, iyilerin yüzüsuyu hürmetine beni affet, beni bağışla’”.
Efendim, benlik ve iddia kadar insanları bizden uzaklaştıran hiçbirşey yoktur. Bu tür düşünceler dünyamızı da, ahiretimizi de berbad eder, cehenneme çevirir. İşte bu noktada pek çok insan gibi kendinizin ağına düşüyorsunuz. Lütfen itiraz etmeyin, hayatta başka hiçkimse karşınıza çıkıp bunları Allah rızası için söylemez. Lütfen bu nefsaniyetin çemberinden kurtulun. Dikkatli olun, saygılı olun. Aslında siz de, ben de, hiçbirimiz de kamil insanlar değiliz. Hepimiz binbir hata, binbir yanlış içinde bocalıyoruz. Bunun tek kurtuluş yolu “Var olan Hak’tır, gayrısı yoktur” deyip, tevazu kapısından edeple geçebilmektir. Artık karar sizin. Sorduğunuz çin söyledim. Allah şahittir ki amacım sizi üzmek, kırmak, incitmek değildir. Ve ben ölüm bahasına da olsa açık açık doğruları söyleyen bir insanım. Diyeceklerim bu kadar. Yeni maillerinizi bekler, selam, sevgi ve saygılarımı sunarım.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Hiçkimse bilmez bizi biz ne işin içindeyiz Yazan Şaziment Tekcan
Cvp: Hiçkimse bilmez bizi biz ne işin içindeyiz Yazan Sabri Tandoğan