Sayın Özden Çiçek,

24 Mart 2006 tarihli mailinizi aldım. Gözyaşları içinde okudum. Sevgili eşim Merhum Rana Hanımı o kadar güzel anlamışsınız ki ve o kadar güzel anlatıyorsunuz ki, doğrusu diyecek bir söz bulamıyorum. Rana, bu dünyada yaşamış bir melekti. Br süre dünya bu muhteşem ve mukaddes insanla şereflendi. Ama acaba kaç insan Rana'daki o eşsiz güzellikleri görebildi. Allah'ın huzurunda kesinlikle söylüyorum, bu çağda dünya Rana gibi bir varlık görmedi, bilmedi, tanımadı. O her yönüyle, her haliyle, her hareketiyle bir müstesna, bir seçkin insandı. Edep O'nda idi. Zerafet O'nda idi. İncelik, hassasiyet, dikkat, teslimiyet, ihlas, şükür, sabır O'nda idi. O, Yüce Allah'ımızın kayırdığı, seçtiği müstesna bir varlık idi. Her gün Alah'ıma dua ediyorum. Ya Rabbi diyorum, öldüğüm zaman Rana'nın yanına gömülmek şerefini bana nasip eyle. Siz de lütfen dua buyurun. Allah bu güzelliği bana nasip etsin. Rana ile beraber olmak, O'nun eşsiz varlığını her an yanında hissetmek ne güzel, ne hoş bir olay. Sık sık O'na hitap ediyorum, Rana diyorum, ne olur Yüce Rabbimize dua et. Mana aleminde de beraber olmamızı nasip etsin. İnşallah Yüce Peygamberimiz bu konuda bize yardımcı olur. O son nefesine kadar bir insanlık abidesiydi. Allah ve Peygamber aşkı ile yaşadı, Allah ve Peygamber aşkı ile Hakk'a göçtü.

Onun günlüğü sanırım dünyada bir eşi olmayan bir günlük. O günlükte Rana bütün varlığı ile tecessüm ediyor. O günlükten Allah yolunda bir Hanımefendinin dünyasını da cennet haline getirdiğini görüyoruz. İnanır mısınız, evliliğimiz 44 yıl sürdü, ama bana 44 dakika gibi geldi. Her an bir güzelliği yaşadık, her an bir güzelliği terennüm ettik. Sevdik, sevildik. Bana böyle bir eş nasip etiği için Allah'ıma nasıl şükredeceğimi bilemiyorum. Yazdığınız maili her sabah okuyacağım, güne onunla başlayacağım. Size ne kadar teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Allah sizden razı olsun. Selam, sevgi ve saygı ile...

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :