Konu : Aşk ile geldik, aşk ile gidelim
Gönderen :
Ayla Belen
Tarih :
8/27/2007 6:57:39 AM
Degerli büyügüm,
Hafta sonu tatilinde, yegenimin nisanı icin memlekete gidip, döndüm hayırlısıyla.Yol boyunca, yesilin binbir tonu, akan dereler sonsuz güzellikler icime sevinc doldurdu. Bir taraftan da,talebelik hayatımdan beri yolların ne kadar degistigini, sevincli bayram ve sömestr seyahatlerimi, bir de o yolları en sevdiklerimi son yolculuklarına ugurlamak üzere katettiklerimi düsündüm. Müsaade ederseniz efendim, bu yolculukları paylasmak istedim. Efendim,daha önce okudugum degerli meslekdasım Dr.Kemal Sayar'ın Hüzün Hastalıgı kitabını düsündüm yol boyunca. Kitabında Dr.Sayar: "İnsanların yakın bir gecmise dek, huzur icinde, kendi evlerinde ve ailelerinin yanında ölme hakkına sahip oldugunu; ölümün bir tedavi nesnesine dönüsmesiyle birlikte, ölme mekanlarının degistigini vurgulamakta. Artık insanların,hastanelerin soguk koridorlarında, son nefeslerinde yakınlarının sefkatini hissedemeden, hayatlarının biraz daha uzatılması icin bir dizi tıbbi islemden- yahut iskenceden- gecmek zorunda kaldıklarını,biz hekimlerin meslegini yaparken yogun bakım ünitelerinde karar vermekte zorlandıgımız" Beyin Olümü" kavramını sorguluyordu. "En yakınlarımın hastalıkları ve yogun bakım dönemlerinde, doktor ve evlat,kardes olma catısmasını icimde yasamanın zorlukları ve aldıgım kararları düsündüm yeniden. Saglıklarında bana sakayla takıldıkları"Nihayetinde doktor degil misiniz? Bizi morga koyarsın" acı sakaları. Son demlerinde,imzamı atarak, sorumlulugumu alarak hastaneden onları cıkarısım. Ama bunları yapabilmem hic kolay olmadı. Kendi görev yaptıgım hastanenin,yogun bakımında tek kisilik odada yatan babama bir yudum zemzemle, Kelime_i Sehadet'i tekrarlatmaya calısırken, ateist hemsirehanım sıvı gıda almaması gerekcesiyle ve kaba bir sekilde karsı cıkmakta, diger tarafta son bir kez babasını görebilsin diye yesilleri giydirdigim agabeyime de, tesettürlü hemsirehanım karsı cıkmakta. (Her ikisine göre de farklıyız cünkü, seklen) Bir de yabancı ülkeleri ve hastane koridorlarını düsünüyorum. Bekleme salonlarında, magazin dergilerinin yanısıra bütün kutsal kitapların yer aldıgı, hastaların istemi halinde din görevlilerinin cagırılabildigi... Benimse o günlerden elimde günlügüme yazdıgım: 6 Nisan 97 pazar,elimde Cevsen'den satırlar "Ey sıkıntım anında hazırlıgım Ey musibetim anında ümidim, Ey yalnızlıgım anında arkadasım Ey kederim anında ferahlatıcım Ey zor durumumda sıgınagım Ey saskınlıgım anında yol göstericim, yardım et Allah'ım" Degerli büyügüm, bunları siz ve degerli site mensuplarının üzülecegini bilerek affınıza sıgınarak yazdım. Ama,tıbbın da bittigi yer olan sonda hastalara yapılan dakika ya da saat uzatma müdahalelerini, Ilahi Kudret olan Yaradan'a ve yarattıgına saygısızlık olarak görmek dogru degil midir efendim? Bu konuda, siz degerli büyügümün görüslerinizi almak istedim? En derin saygılarımla, ellerinizden öpüyorum. Ayla Belen.
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Aşk ile geldik, aşk ile gidelim Yazan Ayla Belen
Cvp: Aşk ile geldik, aşk ile gidelim Yazan Sabri Tandoğan
|