Selamun Aleyküm Hocam
Her insan mutlaka kendisine sormuştur: Bu dünyaya nereden geldim,neden geldim?
Bu , mutlaka cevaplanması gereken bir sorudur. Çünkü doğru cevap verilmezse insan her şeyini kaybedecektir. Bazı insanlar binlerce kitap okudukları ve en yüksek eğitimi aldıkları halde bu soruya cevap veremezler. Bazı insanlar ise hiç okuma yazma bilmeden cevabı kolaylıkla verebilirler. Çünkü bu, eğitimle cevabı verilecek bir soru değildir. Cevabı ruhumuzda saklıdır.
Kuran'da bildirildiği gibi Allah dünyayı ve içindeki varlıkları yaratmadan önce, gelmiş ve gelecek bütün insanların ruhlarını yaratmıştır. Bunları ruhlar alemi denilen bir alemde bir araya getirmiştir. Daha sonra hepsini birden huzurunda toplayarak, kendilerine hitaben: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" diye sormuştur. Ruhlar da: Evet, sen bizim Rabbimizsin, diye cevap vermişlerdir. "Ancak sana ibâdet eder, senden yardım dileriz" demişlerdir. İşte bu konuşmanın vuku bulduğu zamana, Kalu Bela denir. Allah daha sonra insan ruhunun bu sözünde ne derece samimi ve doğru olduğunu ortaya çıkarmak için, bu dünyayı bir imtihan yeri olarak yaratmıştır. Ve her bir ruhu ayrı bir bedene yerleştirerek, onları belli zaman aralıklarıyla bu imtihan meydanına göndermiştir. Böylece insanın önüne iki yol açılmıştır: Ya akıl ve iradesini iyiye kullanarak Kalu Bela'daki gibi Allah'ı tanımakta devam edecektir. Yahut da iradesini ve aklını kötüye kullanarak O'na kulluktan kaçacak, şeytanın yoluna sapacaktır.
Hepimiz dünyaya gelmeden önce bu sözü Allah'a verdik.Bu yüzden insanlar hiç peygamber gelmese bile Allah'a inanmak ve ona kulluk etmek zorundadırlar. Fakat Allah insanların çoğunun yanlış yolda olduğunu görmüş, merhametinden dolayı onları doğru yola iletecek pek çok peygamber göndermiştir.
Çok yakında Allah'ın huzurunda hiç bir mazeretimiz kalmayacak. İster inanalım, ister inanmayalım....
Ne mutlu sözünde duranlara...
Selam ve dua ile
Hanif
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Muhteşem özet Yazan Hanif
Cvp: Muhteşem özet Yazan Sabri Tandoğan