Yazımın iki bölümü olacak.Çünkü özür yazısı benim için iki bölüm. Sayın Esra hanım; (SİZ)günlerdir bana büyük acı yaşattınız.Beni tanımıyorsunuz benim sizi tanımadığım gibi.Bu ağır ifadelere sabretmem kolay olmadı.Ama çok şükür ki mübarek güne kadar sabretmeyi başardım olur ki sayın büyüğümü incitirim diye üzüntüme katlandım.Size şunları yazmak isterim. Ben buraya yazmasaydım siz bir insanı müthiş derecede kırdığınızı bilmeyecektiniz.İfadeleriniz ve size yazılmış cevap hep kulaklarımda çınlıyordu. Benim bu konuda her içimin sızısı size belki negatiflik yükleyecekti. Bunun ortadan kalkmasını istedim.Taraf olmak tabi ki güzel. Dinimizde bunu emrediyor. Bana sizin ifadenizle saldırırken (özür yazınızda ki kendi ifadeniz benim değil) sizin göremediğiniz birşey var ben de aynı taraftayım. Ne kadar taraf olduğuma da sadece Yüce Rabbim şahit. Şahit olarak da " O " bana yeter. Esra kardeşim,(SEN) Ben seni o mübarek gün zaten affetmiştim. Sana bir dal uzatmıştım. Sen de çok şükür o dalı tuttun. Bir yazı bekliyordum senden o da geldi. Ben çok mutlu oldum.Çok teşekkür ediyorum, sağolasın.Allah mübarek eylesin, ilmini artırsın. Bana ettiğin duanın mislini Yüce Rabbim den senin için diliyorum.Amin. Efendim, Bir talebeniz olarak öncelikle ilim halkasında kaldığım için çok mutluyum. Her zaman söylüyorum size yürekten bağlıyım efendim. Şu an öğlen ezanı okunuyor.Ne de güzel okunuyor Allah razı olsun okuyandan. Ezanı şahit tutuyorum efendim anlıyamadığım şekilde olaylar başka yönlere akıyor. Bir takım icat olmuş üzüntülerle çarpışıyor buluyorum kendimi. Siz buna genellkle nefs diyorsunuz ama ben kendime bakıyorum Allah için çok duygumdan vazgeçebildim çok şükür. Sen cahilsin diyorum kendime. Ve cahilliğimin üstüne gidiyorum..... Sağlığınıza, mutluluğunuza, huzurunuza duacınızım. Sonsuz hürmetlerimle...........

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :