Sayın Uğur Öğütgen,

29.8.2007 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, annen Rahime hanım, fevkalade hassas, bir melek kadar saf ve temiz, büyükler büyüğü, yüceler yücesi bir insan. Çektiği bütün sıkıntılar beynine aldığı darbeler yüzünden. Otuz dokuz yıl hakimlik yaptım. Türkiye’nin en çok kitap okuyan insanıyım. Hiç karısının beynine yumrukla vuran bir insan azmanı ne duydum, ne gördüm, ne böyle bir olaya şahit oldum. Olay bu Uğur’cuğum. Öyle psikolog geçinen, psikiyatrist geçinen kimselerin vizite ücreti almak için yazdıkları reçetelerle bu işin halledileceğini hiç sanmıyorum. Bütün mesele bu mübarek insana, sade elleri değil, ayakları öpülecek bu seçkin insana mühtaç olduğu ilgiyi, sevgiyi ve saygıyı göstermek. Onunla meşgul olmak, onu gezdirmek, onunla sohbet etmek, onu değişik muhitlere götürmek, ona güzel kitaplar okumak. Kaliteli güzel, sanat eseri olan müzik dinletmek. Bence yavrum asıl tedavi burada. Böyle para tuzağı ilaçlarla iyileşeceğini sanmıyorum. Gerek sen, gerek kardeşin vicdan azabı çekmemek için elinizden gelen sevgiyi, saygıyı, ilgiyi göstereceğinizden en ufak bir şüphem yok. Sen de kardeşin de çok iyi insanlarsınız. Ne demek istediğimi anlayacağınıza hiç şüphem yok. Ortada yaralı, mustarip, yıkılmış bir insan var. Lütfen hepimiz el ele verelim, onun yaralarını sarmaya çalışalım. Dediğim gibi üç ilaç var: sevgi, saygı ve ilgi. Onu sık sık dışarı çıkarın, gezdirin, yürüyüş yapsın, dükkanlara gidin, pastanelere gidin, lokantalara gidin, parklara gidin. Onun konuşup görüşebileceği dostlar bulmasında yardımcı olun. Dediğim gibi annen çok büyük bir insan. O yaşadığı sürece asil ve temiz kalbi hep iyilik için, güzellik için çarptı. Ne olur ona şefkatinizi en son haddine kadar gösterin. Benim kitaplarımdan pasajlar okursanız iyi geleceğine inanıyorum. Rahmetli Rana’yı çok severdi, onun kitabından da bölümler okuyun. Sanırım ruhu üzerinde çok müspet tesiri olur. Fıkra kitapları alın (Temel hikayeleri gibi) ona okuyun, beraber gülün. Ona sık sık çiçekler götürün. O çok hassas, ince ruhlu bir insan. O çiçekler onu mutlu eder. Arada işyerinden telefonla ara, "Sevgili anneciğim nasılsın, seni çok özledim" de.

Kıymetli yavrum, sen de hassas, değerli bir insansın. Ne demek istediğimi anladığından hiç şüphem yok. Durum böyle yavrum. Gözlerinden öpüyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :