Değerli büyüğüm,

Sevgi ve saygılarımla sizi ve  tüm kardeşlerimizi selamlarım.

Onbir ayın sultanı Ramazan-ı Şerif'e sayılı günler kaldı. Ramazan ayı tüm hayırlarıyla bize açılan bir cennet kapısı. Bu ay  günahlarımızdan arınmamız, Allah'ın rızasını kazanmamız ve tüm güzellikleri yaşamamız için büyük bir lütüftur. Bütün ibadetlerin ve sevapların 10 katdan 700 kata kadar karşılığı vardır. Orucun sevabı ise Allah'ın Kuran'da bildirdiği gibi  Allah katındadır ve hesapsızdır. Oruç sadece bireyi değil, toplumu da yüceltir. Zenginler açların ve fakirlerin durumunu daha iyi anlar, toplumdaki dayanışma, sevgi ve merhamet  duyguları artar. Bir fakiri doyurmak bile Allah'ın rızasını kazanmaya vesile olabilir. 

Bir gün Musa Aleyhisselam'a ümmeti bir dilekle gelir:

" Ya Musa! Allah'ı yemeğe davet etmek istiyoruz. Buyursun bir gün misafirimiz olsun."

 Hz Musa  onları azarlar:

"Haşa! Allah  yemekten, içmekten ve mekandan münezzehtir" der ve  bir daha böyle bir şeyi akıllarından bile geçirmemelerini tenbihler. Fakat Musa'ya bir süre sonra, Allah (c.c)  tarafından şöyle nida olunur:

"Ya Musa neden kullarımın davetini kabul etmiyorsun"

Musa Aleyhisselâm: "Ya Rabbi, sana böyle bir daveti  gelip  söylemekten  haya ederim. Sen onların söylediklerinden münezzehsin"  der.

Allah  : "Söyle kullarıma , onların davetine Cuma akşamı geleceğim" buyurur.

Hz Musa gelip kavmini durumdan haberdar eder, hazırlığa başlanılır. Koyunlar, sığırlar kesilir, mümkün olduğu kadar mükellef bir yemek sofrası hazırlanır. Hazırlıklar tamamlandıktan sonra, akşam üstü uzak yollardan  yorgun argın  bir ihtiyar  gelir. 

"Ya Musa! Uzak yollardan geldim, açım, bana bir miktar yemek verin de karnımı doyurayım" der.

Hz. Musa: "Acele etme, hele şu testiyi al da biraz su getir bakalım. Senin de bir katkın olsun." der.

İhtiyar adam daha fazla diretmeden çekip gider. Yatsı vakti olur, beklenen misafir hala gelmez. Sabah oluncaya kadar beklerler, sonunda ümidi keserler.

İkinci gün Hz. Musa, Tur'a gidip:

"Ya Rabbi,  ümmetim: Ya sen bizi kandırdın,  ya Allah sözünde durmadı diyorlar"  dediğinde, kendisine şöyle hitap olunur:

" Geldim ya Musa, geldim. Açım dedim, beni suya gönderdin, bir lokma ekmek bile vermedin. Beni ne sen, ne kavmin ağırladı.

Bunun üzerine Hazreti Musa:

"Ya Rabbi bir ihtiyar geldi sadece, o da bir kuldu, Bu nasıl olur?" dediğinde Cenabı Allah:

" İşte ben o kulum ile beraberdim. Onu doyursaydınız, beni doyurmuş olacaktınız. Çünkü ben ne göklere, ne yerlere sığarım, ben ancak sevdiğim bir kulumun kalbine sığarım. Ben o kulumla beraber gelmiştim. Onu aç olarak geri göndermekle, beni de geri göndermiş oldunuz" buyurdu.

Demek ki, Allah için yapılan her şey bizzat Allah'ın kendisine yapılmış gibi olmakta, Allah o kimseden razı olmaktadır.Ramazan ayı  Allah'ın fakir kullarını doyurmamız, hastaları ziyaret etmemiz, insanları sevindirmemiz için büyük bir fırsat ve nimet ayıdır. İnşallah  Allah cümlemizi Ramazan ayının tüm faziletleriyle ve bereketleriyle dolu dolu geçirmemizi ve tüm hayatımızı Ramazan ayı gibi kutsal ve güzel bir şekilde yaşamamızı nasip eder.

Hürmetlerimle  

Sadi

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :