Sayın büyüğüm,
Babannenizi anlatan mailinizi okumaya doyamadım. Keşke onu tanıma imkanımız olsaydı da onun sohbetlerinde bulunabilseydik. Benim anannem de 4 çocuğuyla dul kalmış. Dedemden kalan üç kuruş dul maaşıyla çalışarak, çabalayarak çocuklarını büyütmüş, hiç kimseye muhtaç etmemiş. Bu kadar sıkıntı çekmesine rağmen anannemim ağzından şükür ve dua hiç eksik olmazdı.
Şimdiki insanlar binbir çeşit nimet içinde yaşıyorlar ama sürekli bir tatminsizlik ve şikayet içindeler. Bazen düşünüyorum da bu kadar varlık içinde asıl yoksulluk, asıl fakirlik şimdi var. İnsanın kalbinden Allah aşkı çıkınca, verilen nimetlere şükür olmayınca, bütün beklentiler maddiyat olunca insan sarayda bile olsa mutlu olamıyor.
İnsanın başına gelen tüm sıkıntılar, dertler, yoksulluklar aslında bize Allah'ın bir rahmeti. Biz her şeyi tersinden görüyoruz. Allah bir toplumu refaha ulaştırmışsa, onlara gökten bütün nimetlerini yağdırmışsa işte o zaman felaketi beklemek gerek. Kuran bize bunu anlatıyor. Hz Ömer "Biz fakirliğin sınavını verdik, ama zenginliğin sınavını veremedik" demiştir.
Ebediyete göçen o güzel insanların ruhlarına Allah gani gani rahmet eylesin. Bizlerin de bu büyük imtihan döneminde ayağımızı kaydırmasın, rahmetini ve rızasını kazanan kullarından eylesin.
Sevgi ve saygılarımla
Nurdan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Bekleyen derviş, muradına ermiş Yazan Nurdan
Cvp: Bekleyen derviş, muradına ermiş Yazan Sabri Tandoğan