Sayın Yaşar Gönen,

5.9.2007 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, bir gün Resulullah Efendimiz sahabesiyle beraber bir yerde oturmuşlar çay içip sohbet ediyorlarmış. O sırada önlerinden bir cenaze geçiyormuş. Cenazeyi görünce Yüce Peygamberimiz o her zamanki edebi, inceliği, zarafeti ve saygısı ile selamlamış. Sahabiden biri “Aman ya Resulullah, onun bir yahudinin cenazesi olduğunu bilmiyor musunuz?” demiş. Onun üzerine kainatın Efendisi o zata dönmüş, büyük bir edep ve incelikle “Ama bir insan cenazesi” diye mukabele etmiş.

Efendim, biz Allah’ın yarattığı her zerreye sevgi ve saygı göstereceğiz. Yarın kimin ne olacağı hiç belli olmaz. Dostluk meselesine gelince zaten aynı inanışta, aynı görüşte, aynı kanaatte olmayan insanları arasında dostluk kurulamıyor ki. İnsanca hangi dinden olursa olsun komşusunu saygıyla selamlamak başka, onunla dost olup içli, dışlı ilişki kurmak yine başka. Olay bundan ibaret. Bizler bir müslüman olarak tek istisna olmadan yeryüzündeki her zerreye saygılıyız. Çünkü her zerreden zikredenin Allah olduğunu biliyoruz. Rahmetli hocam, operatör doktor Münir Derman Hazretleri bizlere sık sık “Şimdiki zamanda insanın hakiki dostu Allah’la aynı sayıdadır” derdi. Dost kavramını alabildiğine genişletirsek sadece kendimizi aldatmış oluruz. Aşık Veysel, bir şiirinde

“Dost, dost diye nicesine sarıldım

Benim sadık yarim kara topraktır”

diyordu.

Sanırım, mesele halledildi. Bir tereddüt varsa lütfen yazın, yeniden görüşelim.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :