Efendim,

Ben İstanbul’da bir üniversitede asistan olarak görev yapıyorum. Bundan üç ay evvel yine bir aistan arkadaşımın tavsiyesiyle sitenize ulaştım. Ve o günden beri tiryakisi oldum. Aman Yarabbi, ne muhteşem bir site. Demek ki diyorum biz bu yıla kadar hayatı, insanları, çevremizdeki olup bitenleri hiç mi hiç tanımamışız. Hep ön yargılarla ahkam kesmişiz. Sitenizi okudukça yavaş yavaş hayat nedir, insan nedir, insana yaklaşım nedir, insanca yaşamak nedir öğrenmeye başlıyoruz. Ne yazık ki bugünlere bomboş gelmişiz. Üstelik bu boşluğumuzun da farkında olmadan. Herbirimiz şurda görevliyim, burda çalışıyorum diye kasım kasım kasılmışız. Gençliğimizi heder etmişiz. Sanırım gönül Sohbetleri gibi bir site ne Türkiye’de, ne dünyada var. Var diyen çıksın göstersin. Evet, bir çok güzel, faydalı siteler var. Allah hepsinden razı olsun. Ama sizin siteniz gibi insana, hayata ve olaylara çok yönlü olarak bakan madde ile mana arasında, dünya ile ahiret arasında, kadın ile erkek arasında bir denge, bir ahenk, bir güzellik kuran, tevhide ulaşmış başka bir site yok. Her fırsatta gerek aistan arkadaşlarıma gerek öğrencilerime, gerek dostlarıma sitenizi tavsiye ediyorum. Sizlere ne kadar teşekkür etsem azdır.

Efendim, geçen gün üniversiteden çıkış eve gidiyordum. Dolmuşa bindim. Dolmuşta bir sözümona bir müzik vardı. Bir adam avaz avaz bağırıyordu: “Batsın bu dünya” diyordu. Tuhafıma gitti. Uzun uzun düşündüm. Bu ne biçim müzikti. Ondan önce de bu ne biçim hayata bakıştı. Şimdi bu adam sanat maskesi altında insanları, özellikle gencecik insanları zehirlemiyor muydu? Bu konuyu günlerdir arkadaşlarımla da konuşuyorum. Acaba ben mi yanılıyorum? Lütfen her konuda olduğu gibi bu konuda da bize ışık tutup aydınlatır mısınız? Ricamız bu. Hürmetle ellerinizden öper, site yöneticisi Çiğdem Hanım'a da sevgilerimizi ve saygılarımızı sunarız.

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :